Akıyor mekan,zaman
İçinde sürü sürü yalan
Şanslısın dostum eğer
Yakalarsan bir beyaz an
Geçiyor içimden bazı zamanlar
Sevdanın güllere sevimli nazı
Bazı utangaç gayet
Gayet cüretkar bazı
Dönüşlü besteler gibi hayat
Zıtlık yüksek perdeli nota
Tarihin bağrında yüzleş kendinle
Be hey vahşet, be hey zulmet, be hey savaş
Hangi ciltte hangi sayfa aklıyor seni
Kaleme yaklaşırken dur,yavaş
Selam olsun sizlere
Ölümsüz devaların
O delirten çağları
Kazınsın zihninize
Çaresiz sevdaların
Hazin hatıraları...
Bir yanık sızının çıktı kokusu
Buhurdanda tüterek yüreğe indi
Bu nalan mekanı mabedi bilip
Bir ömür ruhuma usulca sindi
Anlamak istemedim sende gördüğümü
Sen benim bende saklı son kalemdin
Yıkamasın diye hiçbir mermi hiçbir top
Ruhumun derununda en kuytuda gizlendin
Belki yalandı mekan belki yalan zamandı
Nasıl bir teranenin son sözcüğü olmuş da
Gelmiş bir de karşıma bana caka satıyor
Eskidenmiş güzelim son nokta ve demleri
Şimdilerde hükümsüz,noktayı kim takıyor
Akıp giderken etrafımdan hayat
Titrek bir elin çizemediği silik hayal gibiyim
Manolya ağacının son düşen yaprağı
Zümrüt vadiye çıkan yolun ulaşılmaz sapağı
Rahmetli balıkçının çürümeye yüz tutan ağı da
Hep benim
Görmedi gönlünün içinde gülü
Bir demet çalıya nazar eyledi
İmbiklerden süzüp de sulayarak
Ha açtı açacak diye bekledi
Silip attım içimden ne varsa arta kalan
Arta kalan mazinin küllerini de attım
Köhne bir mezar gibi yüreğime yerleşen
Yalancı sevdaların nağmelerini yaktım
Kalmadı içerimde aşka dair bir kanıt
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!