Göklerde yankılanan ezgilerin izinde,
Ataların nefesi saklı her an, her sözde.
Rüzgârın uğultusunda dirilen o ruh,
Baş kaldırır zorluğa, dağları sarsar önde.
Toprağın kuytusunda saklı bin destan,
Karanlığın koynunda bir ışık arardık,
Yitip giden soylardan bir diriliş umardık,
Dağların göğsünde, çağlayan rüzgârda
Bir kurt uluması çınladı kâinatla.
Bilge Kağan’ın sesi, Tanrı’dan doğmuş kelâm
Fotoğraf önümde cansız bir sükut,
Ya ardındakiler,
Güzel olan sığar mı bir kareye,
Güzel olan andı, yağan kar,
Dökülen yağmur, ıslanan yuvası gözlerin
Ne varsa ne yok bir bakışa,
Bilinmez yollardan geçtik birer kez
Bengü kök saldı ruhumuz toprakta
Ergenekon’dan ses var kulağımda
Tanrı Dağı’nın gölgesi tahtımda
Yürekler hüzünle atar bozkırda
Göğsümüzde atalarımızın destanı,
Bin yıllık inancın, yiğitliğin izinde,
Her adımda bir kahramanlık,
Her damlasında özgürlüğün türküsü.
Bu toprak,
Gönlüm Sana sevdamla Yaşıyor
Bedenim Senle Ayakta Duruyor
Gözlerim senle görüyor
Ve Kulaklarım senle işitiyor.
Yağmur arkasında Çıkan Güneş gibisin
Uçurtma gibi olsun istedim yüreğim,
Değerimi bilen tutsun istedim...
Bırakı verdiler gökyüzüne,
Yıldızlara tutunuverdim...
Yanlızlığı taşıdım omuzlarımda,
Bugün yaşadığım en kötü gündü,
Şen kahkahalarla karşılayan şu ağaçlar, beni hep güldürürdü,
Papatyalar kulak arkamda sevinçle çığlık atmak için
Tek sıra halinde dizilir, dimdik beklerlerdi.
Rüzgar koca bir dağın ardına saklanmış,
Bugün, en acı günüm diye kazındı hafızama;
Oysa dallarına kahkahalar gizleyen ağaçlar,
Ne çok güldürürlerdi beni eskiden.
Papatyalar dizilirdi kulak arkamda,
Sevinçten çığlık atmak için sıralanır,
Dimdik beklerlerdi.
Dönen dönsün yolundan,
Ben dönmem bu kutlu izden;
Tuna’dan Sakarya’ya,
Vurur yüreğim zincirsizden.
Bir bayrağın gölgesinde




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!