Annemle babam sonunda beni anlamaya başladı sanırım, ya da yıllardır inkarında olduğu gerçeğimi kabulleniyorlar artık yavaş yavaş... Uzun ve de zorlu bir süreç bu... Yıllar süren... Ömürlük yoran... Acıtan... Bir yandan çoğaltan...
Neler yaşanmadı ki bunca yıldır... İsyanlı bir inkara bürünüp hastane hastane, klinik klinik gezdirdiler beni... Sessizce, kimseye söylemeden, utançlı bir gizlilik içerisinde...Bana olan sevgileri ve utançları durmadan çakıştı... Utanç? Çünkü onlar gibi, toplum gibi değildim, değilim...
Önceleri fizyolojik, anatomik bir rahatsızlık olarak gördüler bunu, hormon testleri ve yüklemesi yaptılar durmadan... Her defasında sonuç normal çıktı... Şaşırdılar... Psikolojiktir dediler, psikologlara psikiyatrlara sürüklediler beni ardından... Yine birşey değişmedi... Çünkü ben sadece hormonlarımla yada beynimle sevmiyorum onu...Tümden kalbim bağlı ona... Teninden önce ruhu değiyor bedenime... Cinsiyetinden önce insanlığı çoğalıyor benliğimde... Kalbi dokunuyor yüreğime...
İnsanoğlu karşısındaki kişiyi o olduğu için sevmez aslında, kişiden sevgi doğmaz, sevgiden kişi doğar.. O sevgi doğru sanılan kişiye yüklenir, adresi o kılınır... Her insanın içinde sevgi vardır, o sevgi içindeki sevileni yaratır, ve dıştaki her insan potansiyel bir sevgili olur doğru adres olunca, ya da sanılınca...
Yani aslında her insan içinde yarattığı sevgiliyi arar karşısındakilerde... Ve karşısındaki kişilerden içindeki sevgiliye en çok uyanı seçer sevmek için, daha doğrusu içindeki sevgiyi yükleyebilmek için...
Kişiye olan aşkın ve sevginin bittiği ya da sarsıldığı nokta ise o kişiyle içindeki sevilenin arasındaki farklılıklarla yüzleşilmesinden kaynaklanır... O kişi o sevgiye,yani içindeki sevgiliye karşıt duruma gelince, o kişiden uzaklaşır insanoğlu... İçte sevilenle, dışta sevginin yüklendiği kişinin farklılıklarıdır ayrılıklara sebep olan...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!