FATMA DOĞAN
KÜFLÜ BİR ISSIZLIK TABLOSU
Sen yoksan, ey yar!
Küf kokulu bir yalnızlık tablosunun içinde bulurum kendimi,
Şehrin en neşveli caddelerinde yürüsem de
Issızlık ve yalnızlık kokar küf küf, rutubet sinmiş sokaklarda
KÜL RENGİ GÜL, KÜL KIZILI ŞİİR
#fatmadoğan
Rüzgar gibi esip geçti , yanı başımdan bu gece ,
şiirden kanatlarını çırptı, adı meçhul bir şairin tozlu kitabı.
Bir şiir bıraktı gökyüzünün zülüflerine, upuzun ve kül kırmızısı
KUM SAATİ
Sen süzülerek geçip gittiğinde
Kum saatinin en dar yerinden,
İnce belli aşkta, korkup saklandı hışmından,
Zamanın.
Gamze denen uzak bir diyarda,
KURT AYAZINDA BİR HAYMATLOS
#fatma doğan
Arafın kışındayım.
Kar galebe çalıyor ak mintanıyla, zifir geceye,
Buz değiyor ince ve keskin, narin yapraklarıma.
Bu sessizlik hayra alamet değil,
LEYLAM FİRARDA!
Bu sabah,
Bir kasırga, bir tufan, bir afat,
Göz gözü görmüyor aşktan.
Yine ferman bürümüş ela gözlerinin göğünü.
Demek yine bana gurbetsin, Leylam!
LEYLİNAZ! BİR YANIM SENDE SÜRGÜN KALACAK
#fatma doğan
Gece dizildi boğazıma yine, yoksun.
Hazmedemiyorum sensiz gecenin çiğ yalnızlığını.
Nasıl da uykum var aslında Leylinaz!
Yumsam şimdi gözümü, pimi çekilecek kalbimdeki sonbaharın.
MAHİ,GÜNEŞTE BİR MASAL
Yıllar yıllar önceydi,
Ay kocamandı gözlerinde, Mahi!
Devlerin yere değiyordu dudakları, masallarda .
Bizimse ziller değil,
çanlar çalıyordu paçalarımızda
FATMA DOĞAN
MAHİNUR
Mahinur!
Gözlerine yıldırımları saklayan kadın.
Gururdan değil biliyorum başının dikliği.
Öfkenden de değil gözlerindeki ateşin harı.
MASAL BU YA ŞAİRİN KIZI!
Dalıp gitmişsin guruba doğru.
Akşamlar seyr-ü sefada,
Sende ise, kan ağlıyor tan yeri.
Sisli, ahu zar bakışlar doluşmuş gözlerine,
MASAL CAMİİ
Çok eski zamanlarda, Anaların, saçını süpürge ettiği, çilesini büküp büküp, ip gibi eğirdiği , babaların kaşlarını çatsa da burma bıyıklarının altından aynı anda hem kızıp hem güldüğü, , toprağın nakış nakış sürüldüğü, emeklerin tohum edip ekildiği, kızların çeşme başında,testisine su gibi ar edep doldurduğu, yiğitlerin kıspet giyip Ya kısmet! deyip, güreş tuttuğu, yavukluların sevdasını halıya kilime dokuduğu masal gibi zamanlarda, masal içinde de masallar varmış,
Masal bu , kimi inanır, kimi inanmazmış. Kimi sever, dinler hissesini alır, kimi sevmez, kulak dahi vermezmiş. Kimi de bizim gibi hem sever, hem dinler, hem söyler, hem de yazıp çizermiş.
Buyrun bakalım bu kez masalımız bize, taa o vakitlerden ne der ne söyler.
-Zaman bir hazine imiş,
kıymetini bilene,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!