Yabancı bayraklara esir kalmış topraklar gibi
bende esirin olmuşum
Ne ateşin düştüğü hiç bir yer
Nede sevdasını kaybetmiş hiç bir yürek
har yanmıyor benim har yandığım kadar..
Hep daimim evvelim
miski amber kokulu yarim
her vakti geldiğinde seni anmanın
aciz kalan bedenimin karşısında
titrer yüreğim
Unutma ey insan
Her şeyi sabırla öğreneceksin
Sonrada sabırla öğreteceksin
Çünkü hayattaki mutsuzluğunun tek sebebi senin sabırsızlığındır
O vakit yaşarken acele etme.
Ez li zarokîya xwe ya jibîrkirî digerîm
Ez nikarim bibînim
Ku ew mîna şewatek şewitandî ye
Şun piyê vê hene û belê ev bixa tûne
Ez dipirsim, li kulanan yên ku dîtî hene
Dibe ku yên dibînin hene
Ava te ya zindî bila bi ser bedenê min de biherike
Bila rewşa te ya pîroz were û li min xudan be
Ber ku ji derwey rewşa te çi rewş dî nahê bîramin
Ne sandınız siz
Böyle kandığımız gibimi dünya
Gören ama kör ne gördüğünden emin olmayan
Ceset gibi ama yürüyen
Ne sandınız siz ey yarasalar sürüsü gör artık eserini
Bundan ala kıyametin mi olur.
Ez çaxi hûn bûm
Ez delal bûm
Ku ez niha bûme ez
Ez xirab bûme
Deca bi tirikin mina sey
Qey ezê bi te bime ez devîz bab
Ne bitmeyen bir yoldur gideceğin
Ne sıcak bir mekandır yatacağın
Kısamı kısa fani bir dünya
Ayak üstü yaşayacağındır sana kalan
Gerisimi?
Yalandır ziyandır zarardır
Nasıl yoldur bu nasıl handır
Hancıyı gören yok
yolcuyu bilen yok
Bilinmezler diyarı sanki
Geceme zehir dökülmüş bir kere
Bir değil bin defa tövbe etsem nafile
Kirlendi bir kere gördüğüm rüya sevdiğim düşüm
Yine kaldı mutluluk bilmem hangi bahara
Geçecek diyorlar ama biliyorum geçmeyecek
ffo kitap derki...!
Dünyadaki bütün bayraklar,
önce masumların kanıyla yıkanmış
sonrada renklerini profesyonel bir katilin utanmaz yüz ifadesiyle yansıtmaktadırlar.
Bu yüzden hep cahil kalmış toplumlardan alırlar gücü ve cesareti;
Oysa benim güzümde birer paçavradan ibar ...
Bu benim olmalı
demekten cok,
Ben onun olmaliyim
denmesini doğru
buluyorum.