Mutlu sonlar
Mutlu anlar
Mutlu bir hayat umarız hep
Başka bir hayat
Başka bir şansımız olacakmış gibi
Oysa yok
Zalim bir zaman bir cellat doğurur vurur o cellat zamanı öldürür
Hoyrat bir rüzgar eser eserken vurur
koca bir çınarı devirir
Güneş tanıktır ay katip yalnız onlarda gizler gördüklerini
Sahili bomboş kumsalı sıcak yılışık bir aşkı bekler hercai yüreğim
Bilenmiş bıçak gibi bekliyor ihanetçı hislerim
İhya olurmu yetinir mi bilemem ama soluklanmak istiyor artık bu beden
arsız teninde senin...
Acının zamanla
Sevginin ise anlık bir muhasebesi varmış
Ondandır ne aşkın sıcak yüzü
Nede intikamın soğuk yüzü hiç unutulmamalıymış...
Ey welatêmin demek dirêj e ku te dest ji min berdane lê tenê ez nikarim jî evinate poşman bibim ku ew xatir xwestin zexf li zora min diçe.
Ey çocuk Tanrı adına ben senden özür dilerim
Tanrı’nın bile utancından saklandığı bir çağda yaşıyoruz
O yüzden bahanemiz kabahatımızdan büyüktür.
Kimin kaybolmuş başı yükünden ağır eşekleri
Kime taşırlar bu yükü kim bilir bu başı yükünden ağır eşekler
Sorulmaz sual sorulmaz ahval her biri bir alim görünümünde
Ey insan oğlu
sensin en kutsal olan
gören düşünen bilen
anladığını yapan
yaptığından haz alan
Bazen takılırım ben,
türlü türlü dünyanın hallerine
Bazende tıkınırım ben,
kusmak üzere olan bir mide gibi
insanlığın bu duyumsuz hallerine...
Tutulurdu nutkum her gün aynı saatlerde
Sarıyer’den gelecek minibüsü beklerken
Okuldan aynı azarları duyacağımı bilmeme rağmen beklerdim
O inerdi çantasını yarım omuzuna asmış
Mini eteğini biraz yukarıya seğirerek
Bakar gülerdi
ffo kitap derki...!
Dünyadaki bütün bayraklar,
önce masumların kanıyla yıkanmış
sonrada renklerini profesyonel bir katilin utanmaz yüz ifadesiyle yansıtmaktadırlar.
Bu yüzden hep cahil kalmış toplumlardan alırlar gücü ve cesareti;
Oysa benim güzümde birer paçavradan ibar ...
Bu benim olmalı
demekten cok,
Ben onun olmaliyim
denmesini doğru
buluyorum.