Hatırla mariya
Hatırla yüreğimin dürtüsü
Kim kime rağmen
Sen yağmur
Yıkadığın kızıl gri ipek elbisen
Açıkça görülüyordun içinde
Neden böyle kara çalar
minareler çanlar kubeler
Neden böyle duyarsız kalıyor
ibadethaneler kutsanmış kitaplar
Mor ötesinde hayat yorgun
mor ötesinde duygular yoğun
mor ve ötesi kim anlayabilirki
kızgın bir kor koyusu bu dünya
Mor ötesinde solmuş eprimiş hayat
Dağ olun gölgesi değil
Ayak olun izi değil
Fil olun çimen değil
Kapı olun eşiği değil
Her zaman sahip çıkın emeğinize
Ki ziyan olmayasınız
Yolcuyuz biz hepimiz
Bu ağır yükümüzle yollar gidiyoruz
Dahada gideceğiz nice nice gideceğiz
Nereye hiç sormadan görmeden duymadan
Gideceğiz insanlıktan çıkıncaya denk
Orada duracaz ötesi yok
Gariban sahipsiz bir kız çocuğu
Sen hep gül durmadan gülen yüreğin gibi
Bihabersin dünyanın ihanetinden
Sana hazırlanmış tuzaklardan
Gülüyorsun o saf taze tertemiz yüreğinle
Ama yinede yetmiyor gülüşün kana susamış dünyanın ayibini kapatmaya
Canı cehenneme
günümüzün olan biteninden
bihaber davranan
bunca ocaklar yanarken
duyarsız kalan cümle yekünün.
Vijdanlarına düşsün
bu kor ateş onlarında
Çocuk kadın masum ölümlere
sessiz kalan
her kimse.
Evlat acısıyla yanan
her anne yüreğinin ateşi gibi
düşsün onlarında yüreğine tez elden
Yitip giden çocuk canları
durdurabilipte durdurmayan
Canları cehenneme
acıları dünyevi çıkarları için
film şarkı tiyatroya çeviren
Canları cehenneme
aydın santçı yazarı çizeri
ffo kitap derki...!
Dünyadaki bütün bayraklar,
önce masumların kanıyla yıkanmış
sonrada renklerini profesyonel bir katilin utanmaz yüz ifadesiyle yansıtmaktadırlar.
Bu yüzden hep cahil kalmış toplumlardan alırlar gücü ve cesareti;
Oysa benim güzümde birer paçavradan ibar ...
Bu benim olmalı
demekten cok,
Ben onun olmaliyim
denmesini doğru
buluyorum.