Öyledir heval öyledir
Bir anıda yada bir karede
Arıyorsun işte öylesine
Bir zaman yada bir mekan hatırlatsada
Yerini tutmuyor gerçeğin
Hep eksik kalıyor
Elbette
önce hayat
lakin er bir zaman
daha vakit gerek
bu zaman kısa çok kısa
yetmiyor bir ömür
Bir şeyler var sende benden ötürü adını koyamadığım
Göz göze gelirken anlaya bildiğim gibi bir şeyler
Ancak o zaman da yine kararsız kalmış ürkek
bir yürek görüyorum
Aşka aşık ama aşktan korkan bir yürek
Ben dokunmak istedikçe yüreğine ellerini bana doğru uzatarak kaçıyorsun
Çok karanlık gecelerin var
Aydınlanmaz yüreğin
Böyle bir şehirle ben
Nasıl yoldaşlık ederim
Şimdi çok iyi anlıyorum ki
Yalan değil
doğruluktur.
Nefret değil
sevgi dir.
Kaideler değil
vijdandır.
Bir birinin tersi gibi görünselerde
Özünde aynı ayrılmayan iki kavram
Biri sonsuz huzur
Diğeri ise sonsuz hüzün
Işıklar ve gölgeler
Işık yanınca gölgeler oluşur
Tez canlı
sulu gözlü
mavi umutlu
sek yürekli olur
O yüzden
Gitmekmi zor kalmakmı derseniz bana
Ne hep gitmek nede hep kalmak
Katlanabilmektir işin sırrı
Körpecik bir liman gibiydi yüreğin
Ben ise yıllanmış ağır bir yük gemisi
Sığamam sandığım o küçücük yüreğine
Günlerce demir atardım
Bu akşamın balığı benden
Rakısı senden olsun ateist dostum
Sorarlarsa mahaleli yobazlar
Bu dinsiz aldı rakıyı diyecem
Yoksa yere tükürüp deferler tünemiş inlerinden
Sakallarının kirlerini toplamak yetmezmiş gibi
ffo kitap derki...!
Dünyadaki bütün bayraklar,
önce masumların kanıyla yıkanmış
sonrada renklerini profesyonel bir katilin utanmaz yüz ifadesiyle yansıtmaktadırlar.
Bu yüzden hep cahil kalmış toplumlardan alırlar gücü ve cesareti;
Oysa benim güzümde birer paçavradan ibar ...
Bu benim olmalı
demekten cok,
Ben onun olmaliyim
denmesini doğru
buluyorum.