Uzak diyarların Asi Maralı
Mehtapla yıkanır teni
Bayrağı kan kırmızı...
Bozkır töresidir, bilirim
Kafkasların Deli Asenası...
Yine yağıyor yağmur, mahşeri bir telaşla
Ve
Serseri mayınlar gibi sekiyor
Gözlerimde yaşlar
Az sonra patlayacak, bakışlarımın derinliklerinde
Umut tarlaları atılacak, hallaç pamuğu gibi
Bu bir İstanbul ağrısı biliyorum
Bakışlarıma tünemiş anıların
Resmi geçidi var bu akşam
Akşamın kızıllığı dansederken adalarda
Uzaktan bir uçak geçiyor son sürat
Senden ayrı geçen bu kaçıncı senedir
Düşünemiyorum bile
Ne yokluklar
Ne de varlıklar unutturamadı hazin vedanı
O, hüzzam makamında şarkılar
O, Mahur besteler gibi hazin ve içli vedayı
Poyraza verdim gözlerimi
Tüm mavilikler teğet geçti bu akşam
Götürdü anıların yaşadığı her yere
İstanbul kara teslim
Oysa ağaçları kökünden söken bir fırtına hakim İzmir'e
Ve Karşıyaka'ya
Rotası belli olmayan gemilerin
Ambarlarında kayboldu ümitlerimiz
Ne sığınılacak bir liman vardı oysa
Ne de acımızı hafifletecek şefkatli bir el
Yanlış zamanların
Henüz sönmüş bir ocağın
İs kokulu duruşlarına
Bir ömrün hikayesi boyanırken
Saklanırdı yüreği, titreyen çocuk misali
Aşk imkansızımdı benim
Kirpiklerime tutunan yağmur bulutlarından
Ha yağdım, ha yağacağım az sonra
Hasretin sağanak çılgınlığında
Sızıyor ömrümün camlarından
Hüzzam makamında düşüşlerle
Paramparça
Sen bu şiiri okurken
Dört bilinmeyenli bir denklemin
Beşincisine gebe akşamlar doğuracağım
Sular kararacak birden
Namluya verilecek tüm yıldızlar
Ve şahra şahra dökülecek yeryüzüne
Hey yiğidim, delikanlım
Sana bizim ellerden haber vereyim
Bilir misin sen buralardan gideli
Pusu icad oldu mertlik bozuldu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!