Öyle bir unuturum ki seni
Farketmeden bastığım karıncalar kadar hatırlarım
Bu önemsiz kılar bende seni
Sinek ısırığı gibi olur acılarım.
Ben küçük isyankar asi çocuk,
Özür dilerim kırdığım şarkılardan.
Sanki dünyayı ben yarattım,
Sanki herşeyi ben yazdım.
Lütfen düşler uyanın uykudan,
Ağlıyor
Sokaklar,romanlar,eski taşlar.
Sevmiyor
Gidenler,kalanlar,koparılan yapraklar.
Artık hüzünleniyor
Seninle anılan şarkılar.
19/10/2005
Her şey sessiz kalacak bir gün.
Karıncalar, ateşböcekleri, yapraklar,
Okyanuslar, yanardağlar bile…
Toprak Ana’yı da gömeceğiz,
Ay Dede’yi de söndüreceğiz.
Şarkıdır bitmeyen bildiğim.
Necedir bilmem ama, nicedir.
Ellerin buruşuncaya kadar yıkanmak gibidir şarkı.
Savaş da olsa söylenir,
Son bir umuttur.
Ölmek mi?
Bu kış çok şiir yazacağım,
Sanki yazı hiç sevmemişcesine.
Beraber gülünmemişcesine,
Ne duman ne duman!
Sisler çağlıyor İstanbul'dan.
Seni seçiyorum korsan gemisi gibi,
Geliyorsun halin yaman.
Tepelerde bir yerde,
Sen yanımda yokken
Gözlerim kapalı incitmeyeyim diye seni.
Çıkmıyorum dışarı
Senden başkası sevmesin diye bedenimi.
Sen yanımda yokken
İstanbul'da olsan,
Kollarımda olsan...
Yalnızlığın hapsi yetmezmiş gibi
Bir sesi mahkumluğu da karaladı sicilimi.
Rüzgarın sesi olsa sarılamam,
Denizin sesi olsa üzerinde yürüyemem,
Saçları ağarmış İstanbul'un
Tuz basılmış bağırlarına yolunun
Yine de eritilememiş soğukluğu yokluğunun.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!