Kim üşümüş de sevda yakmış?
Kim olmayan yolları gözlemiş?
Kim uyku nedir bilmemiş?
Kim güneş görmüş de gülmemiş?
Kim izmaritleri biriktirmiş?
Kim yalnızlıklara sığınmış?
Ah! Ne derin efkar kapladı içimi.
Kalbimde incecik biz sızı,
Çok ama çok acıtıyor canımı.
Vazgeçemiyorum,aşk acısı.
Ah! Ne derin efkar sardı tenimi.
Çok az kelime biliyorum,
Onlar da elimde süngü.
Efkarım değişmedi hala dünkü.
Kime saplayacağım o kadarcık kelimeyi,
Ateş kaplar dumansız kor kor sineyi.
Hepimiz doğarız,büyürüz ve ölürüz.
Birini seversek işte bu ölümsüzlük yolunda umudumuz,
O da bizi severse işte bu da bizim ölümsüzlüğümüz.
Esnemek farz oldu.
Uykusuz gecelerin intikamını alıyorum
Oysa uyumak da rüya oldu.
Hayat insanı akrobat,cambaz yapıyor.
Sıkıyorsa ipte yürüme,
Meşgulum şu aralar büyümekle.
Sen beni aramayınca,
İçimde arar oldum seni.
Ne bir mektup,
Ah! Ne şarkılar söyledim sen giderken,
Hiçbirinin içinde düğün geçmiyordu.
Ne davul vardı ne zurna
Ne yardan gördüm bu hayatta
Ne anadan...
Bilmiyorum anlayamadım ki seni babam!
Herşeyim var,bir o kadar da yoklar aslında.
Nankörlük değil yaptığım!
Öyle bir misafirsin ki bende.
İkramlar,sıcak çaylar,kahveler...
Sen kalktım gittim sanıyorsun,
Ben ise sana demlediğim son çayı yudumluyor,
Kahve falına bakıyorum.
Sana üç vakte kadar...
Aylar oldu Güneş, esirgiyor yüzünü.
Aklıma iki soru düştü;
1) Sen benim Güneş'im misin?
2) Sen benim Gece'm misin?
Düşündükçe gözlerim hayata küstü,
Yüreğim acıdı, varlığın sadece süs mü?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!