hazirandır,dileklerimizin mevsimi
iğde dallarında parlayan ay akşamlarında
salkım tığları gibi kalbkalbeyiz
yine de duyamazsın sesimi
göremezsin incir topraklarında yeşeren bebeğimizi
biz birbirimizin içine girmiş körebeyiz
Alışmalısın sen buna
Annacından tüten dumana, pusa
Hayalinde yüzen ördeklerin
Mektubu gelse de kanatlarında
Bir yaz yaylaya çıkmadınsa
Hani kanatlarına salıncaklar kurduğumuz
Beyaz güvercinlerimiz olacaktı
Günbatımlarını bekleyecektik oturup taşlara
Senin saçlarından keman sesi yükselecekti
Benim dudakalrımdaki en kadim şarkılara
Kırlangıçların çizdiği dairelerde oturacaktık
Ey yarım kalan düşlerimdeki bayram sevinci
Taş, toprak ve ağaçtan evimin içi
Mavi gök
Balonunu yerde sürükleyen çocuk / dilenci
Zamana sığınmış ömrümün yekunu
Gül çizilmez demirlere
Salkar üzerimize asma dalları
Mey kokar iğdeler
İğdeler arasında
Korsan arkadaştık seninle
koş
ayaklarından kayboluş duyuldun
nar dallarından çiçekler aşır
ez hepsini incirler altında
yağmur görmemiş dudaklarınla
-Nun Masalları'na-
Gölgede kan kıprıyor
Kanda mavi kelebekler
Arkasında ben varım
Ben ve patişahım
uzanıp kaldıysam yorgun gözlerimle
memleket meselesinin derinine indikten
bir gemi tutup tarihe gönderdikten sonra;
uyuyup kalmışsam bir sadelik içinde
yağmurdan haber yokken, suspusken geceler
Işıklar deryaya süzülürken akşamları
Şafağa düş kurarım ıssız penceremde
Gece, gelecek sabaha saklarken camları
Merhalesiz hayaller boğuşur içimde
Lehim damlatır sıçrayan zamana
Seyrederken rüveyda örtüsünü
Yatsı döleğinin genç saatlerinde
Çan sesleridir ıssızlığı aralayan
Bir de çobanın hey heyleri...
Suya düşen aydedenin övgüleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!