Şiir sağanağına tutuldum
Aşk terk edip gidince
Koyakta kurgularla avundum
İmgeler saplanınca göğsüme
Boşluğa sarktı cümbür gece
Dağıldık un ufak olduk
Koptuk birbirimizden
Ne zaman bir kuş sürüsü görsem
Utanırım kendimden
Onlar yaşamı bölüşürken
Kaçarlar hep özgürlün bittiği yerden
Beynimin mikroskobik yapı taşları, nereye böyle!
Siz hücrelerim..Terk edip gidiyorsunuz beni
Belleğimi zayıflatıyorsunuz yok oldukça
Hani benim tumturaklı simgelerim
Debisi küçülüyor akan bilincimin
Yatağımı kurutuyorsunuz
Ayrılık mevsimidir şu sonbahar,
Hicranla düşer dalından yapraklar.
Toprak anadır o bağrına basar,
İçinde gizlidir yeni başlangıçlar.
Değişmek kolay değil ki keşke’siz;
Bir ömür sığmış olacak
Bitmez kavganın anaforuna
Eski aşklar son bulacak
Kuru dalda salkım saçak
Yeni bir hayat başlayacak
Yaz güneşinin parlak haresi
Küçüldükçe her gün zaviyesi
Mazide kaldı yârin busesi
Usul adımlar yankı sesidir
Koyulaştıkça renkler değişir
Neler oldu bize gülüm?
Neden bitiremedik şiirimizi?
Oysa bütün ihtimalleri;
Deneyebilirdik üstünde.
Mesela ‘Aşk’ sözcüğünü alıp;
‘Sevi’ yazabilirdik bir ölçüde.
Bir sevda türküm olsun;
Dinledikçe ağlatan
Ayrılık olmasın,
Aldatmak olmasın sözlerinde
Son bir umudum olsun,
Beni özlemle bekleyenlere
Bırak gideyim yolum çok uzun,
Umutlar biriktirdim onsuzun.
Erimsiz yolun başındayım,
Bu daha başlangıcı sonsuzun...
Bozguna uğramış bahar ikindisi
Ağlamaklı hüzün sardı gökyüzünü
Siperler kazıldı gün ağarmadan
Duyuldu savaş borularının tiz sesi
Ferhanesi tarumar serencamdan
ŞİİRLERİNİZİ TAKİP EDİYORUM.BENİ EN ÇOK ETKİLEYEN YANI YAŞANMIŞLIK DUYGUSUNU HİSSETTİRMENİZ.TEBRİKLER.SAYGILARIMLA