Meçhul olsan bile,
Ellerim boş gelemezdim
gözlerimde ıslaklık
yüreğimde kıpırtılar da olmalıydı
zamansız girdin dümenime
Yangınlardan kaçırdığım
Telepati nedir bilirmisin
bir ses duyarsın kulaklarından evvel
birini görmüşündür ya gözlerinden evvel
birine sevdiğini söylemişsindir ya
ve duymuş, görmüş gibi yanıbaşında
bir his çağlayanı, melekedir aslında
Birbirine kenetli, mülteci bakışlı taşlar
hangi tarafa döndüyse yüzünü
rüzgar, işaret etti kaygan sıvıya
kalbine inemediği düşmanını;
bazı sokaklarda çözülmüştü direnci
yorgun ve yarım bakışlarında ürkeklik
''Bir Eylül'e ithafen''
Otuz üç yaşındayım
yolun yarısına iki adımlı
otuz üç adımlı basamaktayım
Hz.isa'nın yaşındayım göklere yükselirken
Her sabah, rüyalarımızı anlatırdık,
her sabah bir başka heyecanla..
Ben, seni..
Sen ise, ölümü.,
Kollarımız sıkı sıkı sarılıyken
gözbebeklerimden usulca kayıpta gittin.
Öyle zamanlar var ki;
beynimin süzgecinden geçirdiğim
nadide kelimeler zonkluyor içimde
emzireceğim sahifeler
sevda yoksunu duygular arıyorum
ağırlığı yormuyor bedenimi;
Martı kanadında havalıydı
güneşten kopmuş ışıktı özgürlük
suya değdiğinde kırılmasaydı eğer
Uçurtmanın kuyruğundaki mavilikti
göçmen kuşların kanadına takılıpta
Sen gidince;
soldu, saksımdaki güllerim
kuşlar ötmez oldu penceremde
ev ıssız,
sokak ıssız;
odalar sessiz;
Bir gülüş kadar kısa
Bir bakış kadar giz dolu yolcu
Kandillerle süslü minarelerdi ilk bekleyenin
Güllerle süslü saflarda yolunu gözleyenlerin
Ne kadarda özlemişiz seni ey yar!
Gecenin derinliğinde uyanan gözler şahidi
Rıhtımın demirlerine yaslamış başını
Hayalini dolaştırır masmavi sularda
Ağarmış saçlarında tutsak etmiş yaşını
Bir sevda yükünü yitirmiş en son vapurda.
Bir çöpçü süpürür ardından, sessiz izleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!