Kana çalmış gökyüzü.
Kana çalmış dünya.
Nehirler kızıl,
Denizler kızıl…
Ne sancılı bir doğumdur bu?
Nelere gebe kimbilir?
ne zaman ki eser
bad-ı saadet,
poyrazlar keser önünü.
ne zaman ki görünse
uzaktan sıla,
yeni bir hasret alır
bülbülüm çıkmaz avazım
kışa dönmüş bahar yazım
gülüme geçmiyor sözüm
yandı bağrım yandı sevdadan.
geçmiyor ânım kedersiz
tarifsizdir çoğu kez
çekilen acı.
olmayınca anlatım
bulunmaz ilacı.
ne doktordur çare,
ne de otacı.
bilmiyorum nereye varacak
bu işin sonu? ..
durdu hayat sanki
zaman akmaz,
dünya dönmez oldu.
duvardaki saat bile
bir kalem daha kaydı
hüzün yüklü kâğıtların üstünden;
öksüz şimdi o sözler.
kapandı açılmamacasına,
o dizelere ışık veren
masmavi gözler.
kaç zaman oldu be sevdiğim! ...
kaç mevsim, kaç ay, kaç gün?
her saniyesi kazındı
yüreğimin bir köşesine.
bu nasıl bir sevdadır;
ödülü, soğuk odalarda
ömre zarar yokluğun.
yetmedi mi bu çile?
olmayınca soluğun,
buz kesiyor içim
sıcak yatağımda bile.
ne zaman dolacak
bir gün daha geçip gitti
beyhûde, bomboş.
ne bir sevgi yaşandı,
ne bir aşk tükendi.
ne iyilik vardı içinde,
ne kötülük, bir parça...
git, uzaklaş benden.
git, kavrulma ateşimden.
ben, bedbaht bir kavruk;
duman tüter
tuttuğum yerden.
goncasın daha sen,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!