sen ne dersen de,
ne istersen öyle söyle;
duyan yok bu hengâmede.
karmaşa, gürültü..
herkes kendi derdinde.
umurunda değil artık
söyle nedir, bu dünyanın anlamı?
şayet değil ise, yâr, seni sevmek.
niye nefes alayım desene, gayrı
sevmiyorsam seni, müstehak ölmek!
bir seni sevdim; bil pîr sevdim.
uçup gitti bir bir
o en güzel yıllar.
doymamışken daha
damarlarda yanan
deli akan kana.
sen, dalda tomurcuk,
yeni güne merhaba diyen;
üzerinde duruyor daha
taze çiyler.
ben, kök olmuşum toprakta
boğum boğum, nasırlı;
hasret fenerleri yanar
sigaramın ucunda,
pencere kenarında.
gözlerim dolanır durur
yıldızların arasında.
bir kördüğüm
boğazımda;
sıkıp durmakta.
yüreğim çırpınıyor,
telaşta...
ah! ne de çabuk geçiyor vakit.
kaybettim gülümü, kaldım ben nâçar
yüreğimde hüzün gülleri açar
yokluğu ciğerde yareler açar
ölemedim gurbet, kaldım elinde.
karardıkça bağrım kararıp kaldın
gittin,
yoksun...
bir başka soğuk
yatağım bile.
içim üşüdü...
gittiğinde çıkıyor
geçiyor beyhûde şu garip ömrüm
varayım yar yanına, feda edeyim.
senden ayrı bu dünya en ağır zulüm,
eremezsem murada söyle neyleyim?
en karanlık zindandan daha da kara,
bulutsuz bir gökte,
rüzgâra baş kaldırıp,
güneşe kafa tutan
bir güvercindir sevdam.
yanacağını bilir,
yiteceğini bilir de,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!