kaç zamandır hasretim
o gül yüzüne yâr.
aklımda kazılı gözlerin,
dilimde, yokluğuna sitem var.
söylesene
ne oldu da kaçtın
eskilerden esti yine rüzgâr
kaldırdı tozunu mazinin.
canlanır gibi hafiften
küllerin altında korlar.
döküldü birer birer kucağıma
sararmış hatıralar,
acılarla pişiyor insan.
piştikçe görüyor çiğ yanını.
hayat pembe boyalıyken
göremediklerini, bir bir
gözüne sokuyor acı.
canın yandıkça anlıyorsun
böyle çekip gitmek
zor geliyor gülüm.
seni arkada
boynu bükük koymak,
gücüme gidiyor.
yanındayken bile
çığlar yuvarlandı içimde
baştan ayağa buz kestim.
ne acı kaldı yaşanan,
ne sevda, boylu boyunca..
hepsi verdi son nefesini.
buzul çağında ömür şimdi;
ben bir pınar olsam yol kenarında
yar gelip geçtikçe önümde dursa
kana kana içse akan suyumdan
ay yüzünün şavkı üstüme vursa
yüce dağdan aşan ince yol olsam
karanlık çökmüş,
buz gibi oda.
yıldızlar,
göz kırpıyor camda.
yıldızar çok uzakta.
zifirî duvarlar,
sevdalı yüreklerde açar
nâdide yediverenler.
her bir goncası
ayrı sevda.
her bir dalı
altın pahasına.
deymez ne kalp kırmaya,
ne hatır yıkmaya;
terazisi olmalı insanın.
dönüşü yok bir daha
akıp giden zamanın.
kıymetini bilmek gerek
çek git diyor aklım,
git artık bu şehirden.
kaldıkça kopuyor
içinden bir şeyler.
hâlâ kanıyor içinde bir yerler...
gitme! diyor yüreğim;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!