savrulan yaprak olacağına,
rüzgâr ol adamakıllı.
sen savur tüm yaprakları.
öyle es ki,
eğilsin önünde ağaçlar.
kırılanla değil
darlanır yüreğim
aklıma düştüğün an.
bir ateş düşer içime
yanarım duman duman.
o yüzdendir,
gelme,
ne oldu,
çok mu şaşırdın?
işte, ayaktayım hâlâ;
minare kadar dik,
kayın ağacı gibi yüksek.
çok sular aktı
bu köprünün altından.
izleri silindi gitti bir bir.
geriye kalan,
bir avuç kumdan,
biraz da yosundan...
öylesine bir anda, hiç sebep yokken,
geliverdin aklıma çok eskilerden.
unuttum sanıyorken, avunuyorken
nerden esti bu rüzgâr, bilemiyorum.
oysa ne yıllar geçti üzerimizden.
seni sevmektir
yaşamaya
en büyük sebebim.
sensiz geçen an,
ölüme ferman!
şunu bil ki;
seni yazdım şiirlere.
seni okudum türkülerle.
ağladığımda bile,
sen vardın yaş diye
kirpiklerimde.
sendin rüyalarım;
bilmezdim senden önce,
tanımazdım içimde yıllardır
saklanan kuşu.
sayende duydum kanat seslerini.
seninle uçmayı belledi.
seninle kırdı zincirleri.
ve, döneceksin birgün
bu sokaklara,
bu parklara...
attığın her adımda,
gördüğün her yaprakta,
sallanan çocuklarda,
Öyle bir yazılmış ki
Alnıma gurbet…
Ne yapsam, ne etsem,
Dönüp dolaşır
Bulur beni.
Sağım gurbet, solum gurbet.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!