Ayaklarında siyah bir dünya kayıyor
Yüreklerin yüreği yanıyor
Bağrıma acılar konuyor
Baban PINAR'lar gibi ağlıyor ...
Dertleri dünyalar kadar büyümüş
Ruhumun ezberlerlerini değiştirdiler
nerdesin ..
Kayıp mı oldu bedenin
Ceylanlara mı katıldı gözlerin
Kim daha çok özlüyor kimi
Benim açık kalan yaram sensin
Suların ardına takıldı topraklarım
Kurudum öyle kurudum ki
Bir mevsim gecikti benden sanki..
Kan revan bir iç savaşımda
Kaybettim şiirlerimi
Bulun beni unuttum adımı
Sana yalnız sana...
Bununla başlamalıydı
Bütün o kutsal kitaplar..
İsmini senden almalıydı cennet,
Sevgilim Yüzünde bin yılın ayetleri var
Ama ne olur ölümü konuşmayalım
Bir gökyüzü kaldı altında ezilmediğimiz
Yarin neşteri keskin konuşurken
Sevdanın sonu hüsran kendini avuturken
Bu beğenmeme bu doymama bu fırtına ne böyle
Böyle mi başlamıştı bir mektubun ilk cümlesi
Böyle miydi o eski hasret acısı dedikleri şey ...
'Gövdenle dağlar arasına sıkışmış
Bir kartal say beni ...'
Meydan meydan heybetini beklediğim
Bu yollar sen gelince güzelleşir bilirim
Yürüyüşündeki o azizliği kimse bilmesede
Tozların zerreleri ile uyuşur zaman
Uyuşur gözlerde mil
Evlerde tekmil
Bir kayadır gelir oturur üstüme
Ansızın midyatın bir seferinde
Kahreder yol
Bir bardak su içtim
Senin ellerinden
Gözlerini içtim
Gözlerin uzakta biliyorum
Ellerin nerede ...
Bir kuş gördüm
Yaralanmış dağlı bir kuş
Çiseleyen bir havada yorgun
Üşümüş kıvrılmış bir taş parçasında..
Sevdası bulutlarda kalmış
Senin ellerin yangın yeri
Senin gözlerin hani ...
Bir Muş sabahı sisli
Kalabalık bir ses var kalbinden içeri
Otobüs görmüyor ileri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!