Kanatlanmış geliyor küheylan atlar
Gözlerinde kocaman bir umut tılsımı
Ayaklarında özgürlük rüzgarının şarkısı
Dağ gibi gölgeleri ile muazzam
Keşfedilmemiş Cevherlerdi onlar ...
Kumrunun gözlerinde atlasım
devirir bedenimi acılara
sana getirir incelmiş yüreğimi..
ufalanmış bir gri mevsim
Yaralı bir rüzgar ve bir dağ
Bir türküde duydum sesini
'Tutam yar elinden' diyordu
Bir kurşunun izi gibi içimden geçiyordun.
Dokunuyordun sanki kalbime
Önce gözlerime çöküyordu acısı
Ağacın dalında bir kuş bakıyor
Göğün bulutlu tozlu rüzgarı içinde
Sallanan küçük bedenini dengede tutarken
Bana bakıyor bir gerçeğin izdüşümü gibi
Haritaları yapanlar kimler der gibi
Sınırları çizenler kim der gibi
Tut ki bir şafaktayız
Otobüs vardı varacak son durağa
Demirden bir kapı açılacak
Tüm şehir kuşları göğsüme vuracak
Bir şiir çalınacak Paul eluard'dan neylersin..
Bana benzeme oğlum
Bunu derken Gözlerinden ellerinden
ve sözlerinden bahsetmiyorum..
Hayata benim kadar karamsar bakma
Acı acı dünyayı takma
Bu kadar şüphe duyma
Ölümle yüzyüze geldim
Bir uzak bakışta senin üzüldüğünü düşünürken
Ses yankısını yitirdi
Kulağımdaki zar
Tesadüf bir sessizliğe attı kendini ..
Yükseklik büyüsünü bozdu
Eflatun bir şehir sokağının ucuna
kar yağar Ağustosta
Cam kesikleri ile boğuşurken kadın
Boğuşurken ardında kocaman dünya.
Ölüm meleği bir şarkı ile gelir kapıya
Dallarda uçan kuşlar
Dağlarda beyaz karlar
Yüzümde eksik bir yalnızlık
Ve kahır olduğum bir mevsim
Dünya ve ben
bir bıçağın kabzasındayız..
Aramızda ince bir çizgi gibi duruyor
'Her seçiş bir vazgeçiştir' cümlesi ..
Tutunmak istiyorum o yüzden
Bir dal olabilmek için dünyada
Karın güzelliğini görmek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!