Gördün mü hiç, bir ağacın akşama doğru
Denizle esip onunla uyuduğunu
Kalkıp havaya kuşlar gördün mü
Birden bir yere toplanıp buluştuklarını...
Bir toprak neyi anlatmaz ki bize
Bir yaprak misali düştüm toprağa
Bedenim ağrılar içinde eyvah
Tutmadın elimi kaç gündür
Bakmadın gözüme ne zamandır
Nicedir buralarda soldum baharım
Bir nehir akarken uzaklara
Bir sızı bir sızı daha
Kurşun gibi düşer bağrıma
Kurşun gibi..
Sonra herşey güzelleşir zamanla ..
Toprak ve yağmur bilir
Senin tenin çıplak bedenimde
Uzaklar tanıyor sesimi
Ve sana olan seslenişlerimi..
Kırmızı bir tahta evde
Adın kulaklarımda yankılanıyor
Gecenin sahibi bir karanlıkta
Ay çırpınırken karşımda
Dudaklarımda istemsiz bir dua
Ne olur onu koru,
Ne olur üzülmesin bir daha ...
Gözlerinin denizde bir akvaryum balığıydım
Nefesim sesindeydi
Ürkek hareketlerim bakışlarındaydı.
Bir gün bir yağmur öncesi
Beni bir hüzün seline bıraktın
Ani bir dalgayla sarsıldım
Yürürsün bir caddeyi boydan boya
Kırlangıç ölüsü adımlarla
Adını aşk koyduğum bu sokağın ..
Menekşeleri saçlarına taç yaptığım kadın
Ayrılığı derin bir kuyu anlatabilir ancak
Rengini kirazlardan alan,
iki tepeye benziyor yanakların
Alın çatında kahraman askerler
Yeni bir savaşa (zamana) koşuyor ..
Erirken süslü evlerde mum
Ve bir nehir kollarını açmış gidiyorsa
uzak bir bilinmezliğe önünü görmeden
Ve durgunlaşıp sonra çağıldıyorsa
Ve Bazen kirlenip bazen temizleniyorsa
O artik insandır...
Kulaklarına sessizce söylüyorum
Kadınım, bütün ihanetlerin rengi aynıdır:
Bilir misin ..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!