Sevgi,
Kainatın ilk nefesi,
Leylâ ile Mecnun’un vuslatında saklıdır.
Gönül,
Kaderin ince ipliği,
Aşkın kudretiyle örülür
“Gazze’nin Kalbinde Bir Yûnus Ağlıyor”
(Modern Tasavvufî Ağıt)
Gazze…
Bir annenin duası yanık ekmek kokusunda saklı,
Boşluktan Doğmak:
Yeniden Doğmak
Duygularla yüzleşmenin ardından gelen hafiflik ve kabulleniş içindeyim
Belki şunlarla bitebilir:
“Boşluk hâlâ orada.
Ama artık onunla konuşabiliyorum. Korkmuyorum.
“Boşlukta Yürüyen”
— kendine yabancı bir bedenin içinden —
Ben kendim yazıyorum
Ama ben kimim?
Doğum tarihin 16 Kasım
Bugün doğum günün sevdiğim
Öyle özledim ki mezarına gidip
"Az yana kay ben geldim." diyesim var
Çağırdığın gelmeyenin,
Ayağına yürümek bilinir bizim dilimizde,
Suskunlukta saklıdır asıl sır,
Adım adım yükselen bir manadır.
Kızılbaş Bektaşi’nin fısıltısıdır kulaklarda:
Göğe baktım yine bugün,
Bulutlar kalp şeklinde dizilmişti.
Dedim: "Aşk yağıyor galiba…"
Ama benim payıma
Yine dalak düştü.
Tanrım da espri yapmayı seviyor belli ki.
Bedenim ve Ben:
Yabancılaşma Üzerine Düşünür
Sorularla başlarım anlatmaya
"Bedenim bana neden yabancı geliyor?"
"Kendime en son ne zaman ‘benimsin’ dedim?"
Sonra benim kendi kısa anlatımım gelir:
Ey zulmün kara gecesinde parlayan hakikatin nûru,
Kalbim, dergâhın sessiz köşesinde semâ eden derviş misali,
Tazallüm değil bu, aşkın hâlinde teslimiyetin en ince hali,
Zalim sevgili, senin zulmüne karşı yükselen ilahi nidası!
Mazlime kalbim, sema meydanının dönencelerinde esir değil,
Ey kalbim için yazılmış kadın,
Sen ki görünmez bir sır gibi gizlisin,
Ne kelimeler taşıyabilir seni,
Ne rüzgârlar fısıldayabilir adını.
Sen, gözlerinle değil,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!