Aşkın Şarabı
Şarap kadehinde değil, aşkın sarhoşluğu,
Bir bakışınla yandı içimin boşluğu.
Dudak payı bırakmadım bu gecede,
Aşkı vardı Ali’nin yârden,
Sükûnetle dolu bir hâlden.
Kalbi susar, lisanı halden,
Sabırla örülmüş bir sırdı.
Gönlünde ateş, yüzü nurdu,
Gökyüzüne baktım, poz verdim,
Sanki katalog çekimindeyim.
Dudak büküp hayal kurarken,
Bir anda kafama bir şey indi… Dalak!
Gökten kalp yağmurunu bekleyen biz,
Aşk Yolcuları İçin Dua
AŞIK ’ın Dilinden…
Ya Rab,
Aşkınla yandım, aşkınla vardım.
"OL DİYENE OLURUM"
Ben sustum ya Rab,
artık kelimeler senden.
Ne dert anlatırım,
Ben…
Ben aşk ateşinde yanan bir dervişim.
Ne külüm kaldı, ne gölgem.
Ne adım, ne aidiyetim…
Sadece sen…
Sadece “O” dedirten bir yangın kaldı içimde.
“Az Yana Kay Ben Geldim”
(İçsel Bir Vuslat Kasîdesi)
Bugün, sensizliğin doğduğu gün.
Tâkvim suskun…
SEVDA MESNEVİSİ I: Benliğin Kalbe Secdesi
I
Bir varmış bir yokmuş, kalbin derininde,
Yol alırmış seher vakti gizlinde.
Akla, mantığa, bilime ve fenne
Yüreğini dayayana İNSAN denilir.
Sevgiyle atan, merhametle bakan,
Vicdanıyla yaşayan, ahlâkla yürüyene İNSAN denilir.
Hak bilen, hukuk gözeten,
Z Kuşağı’nın Şanlı İsyanı
“Yolsuzluk yapacağım!” der mi siyaset sahnesinde bir aday?
Sözüyle alay eden, yalanını saklamayan bir sahte yüz…
Ama belki de, yalanlarla süslenmiş gerçeklerin kendisinden daha namuslu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!