Gündoğumu
Halk bağırır: Hak! Hukuk! Adalet!
Ama her sabah,
Güneş bir parça daha geç doğar.
Ve doğduğunda,
Işığını değil, gölgesini salar.
Kayıp ama Gerçek:
Şiirle Kendimi Arıyorum
Şiir yazmanın benim için ne ifade ettiği yerdeyim
Belki kendi yazdığım yeni bir kısa şiir ekleyeceğim
“yaratıcı ifade” için bir alan olabilir mi?
ŞİZOFRENİK YALNIZLIĞIM
Ben bir SEDİR AĞACIYIM gür sık dip dibe ormanda
Kokum ODUNSU duyulur uzaktan kokusu
Turunçgil ve adaçayı koktuğumu söylüyorlar
Bir ORMAN yoğunluğunda kalabalığında
Yorgun Omuzlarına Yaslandım
(Nihal Hanımefendi’ye)
Omuzlarında yorgunluk vardı,
Bir ömrün suskun ağırlığı gibi...
İki Yolun Masalı
(Gerçek Aşk ile Nefsî Tutku’nun Alegorisi)
Bir gece, içimde iki yol belirdi:
Biri ay ışığıyla yıkanmış,
Diğeri neonlarda boğulmuş bir şehir gibi.
kendimi eksik hissettiğim an,
içimdeki şefkati çağırabilirim
gözlerimi kaparım
elimi kalbimin üstüne koyarım
ve içimden fısıldarım
ben buradayım
El, gönlün bildiği yeri kaşır,
Derman da, dert de sende taşır.
Ne ararsan ellerindedir,
Hak da, nur da, seninledir.
Ateş yanar özde, sacda değil,
Kendi dindarlığını sorgulayana MÜSLÜMAN denilir
başkasının dindarlığını sorgulayana İSLÂMCI denilir
din tüccarı denilir
Sermayesi yalan
Müşterisi cahilidr
Tüccar olmuş din tüccarı mısın?
KRM’den doğar her üretim,
Bilginin kökü, ilhamın özüdür.
Keramet ise, bilgiden doğan,
Teknolojiyle serilen yoldur.
Hayvanlar alemi, bak derim sana,
Çağırdığın meçhul, gelmeyen hâldedir,
Ona yürürsün, ayaklar kutsal bir sırdır.
Görünmeyenin görünür kılındığı yerde,
Sessizlik bir dil olur, kalp bir kapı.
Bektaşi der ki:
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!