Bu şiiri bir kuşluk vaktinde oku
Dalından uzağa düşen bir yaprağın
toprağa olan hasreti say
Cam gibi kırılgan içimdeki çırpınan kuş
Her savruluş yeni bir imtihanı beraberinde getirdi
Her ayrılık nakışından sabırla sınadı beni
Sana renksiz bir ifade takınamayacağım.
Yine kendimle konuşuyorum.
Kurduğum cümlelerin bir türlü sonu gelmiyor.
Hüzünlendiğimde tebessüm ediyorum
hatta daha fazla incinmemek için
usumda oynattığın filmlerden
Masumiyetime ne oldu?
Çırpınışlarımı görmezden gelişinle başladı her şey.
Seneler önce; gençliğimin hoyrat yıllarında,
hayata toz pembe baktığım baharda,
masumiyetim henüz yara almamışken,
geri kalan ömrümün felaketinden habersiz yaşarken,
Bir ağrı başımda, yerini bilmediğim.
Hele de kış aylarında...
Acı, o tanıdık salt acı değil artık.
Bulut yükünden teessür dilimden dökülmez oldu.
Hüzünlerin tesirinde
kalın camlı bir gözlük oluyor zaman.
Alanın gittikçe daralıyor
Alışmış olmalısın kıvraklığına
yalnızlığa biraz da iyi tarafından bakmaya
Tanıdık gelmeli en az travmaların kadar
Körpecik filizlere şahit olmadın mı ?
Yine firardayım.
Tanımadığım bir insan
yaşayıp yaşamadığımı soruyor.
Kendince bir isim takmış bana,
beni çok iyi tanıdığını sanıyor...
Defalarca duyduğum
Bu satırlar benim sana
ete kemiğe bürünmüş itiraflarım...
Hatırlamadığın pasajlar olabilir,
buna şaşırmam.
Çektirdiğin her resim karesini
hatırlıyor musun mesela?
Hiç bir şey tesadüf değil.
Sen benim imtihanım oldun.
Canım kolay kolay yanmaz benim
ama bu defa içten içe kanıyorum.
Kokuşmuş düşünceler zihnimi bulandırıyor.
Nasıl bir karakter kapsar bu üç boyutlu duyguları?
Mutlu mu olmak istiyorsun ?
Dopamin gelir gider
Zihnimde kırmızı reçeteler...
Eylül´ü bir geçiş mevsimi olarak değil de
kızıl saçlarına takılıp kalan
Tutunamıyorum.
Seni şimdiden o kadar çok özledim ki;
Ben ne zaman içimdeki kelebekleri özgür bıraksam,
aramızdaki hayat mesafesine karşı koysam,
mutlaka yoluma bin engelden biri dikiliyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!