Sana bir şeyler vermek isterdim sevgili
Mesela bir şiir apak bir kağıtta
Bir gülümseme de olabilirdi bu
Yüreğine çiçekler yürüsün
İsterdim mesela ovalarca
“Öylece kalabilirdim ben burada”
Mesela bir taş daha atabilirdim gecenin ortasına
O kargaşada nefesini tutar ayna
Karanlık kendi nabzını yoklardı
ki çocukluğum benim...
alın terini hiç yıldızlarla serinletemediğim
kanlı yolları hep saçlarımızda
o yaşam denilen şey
zulmet ve külfet
İçime bir kuyu açtım
Çocuklarla doldurdum içini
Ayaklarına ağır taşlar bağladım
Misket ve çelik çomağın
Ki sektirip tekrar keder
Ve...
Çitiştirir karanlığın incizapı
Coğrafyamın saçlarını
Ve..
Eğer artık kuş seslerine bile ustura çekmişse pencerler
Sinek kaydı traşı ile okşanmıyorsa defterin
Seyrek teğellenmiş duruyorsa günün kumaşında neşe
Zamanın ipi öyle çürük
Her dokunuşta sökülüyorsa dokusu
Çokça keder alıyorsan tüm yüzleşmelerden
ışığı açınca oygun ve keten
yağmur suyu sarnıcım
git git bitmiyor ensemde
oluğa durmuş omirilik tıkırtıları
gitmekle de durmuyor
saçlarımın dağınıklığı
Uçurumlar ki düşmelere yarar
ve aşağıya inmeye en üst basamağı bir merdivenin
üzülme sen
artık kuş sesleri dayanmıyorsa pencerelerine
benim en uzun yanım sabrım
uzun çiğnenen bir ciklettir o
hiç kuşkusuz hep ondan önce çürür ağzım
en kısa yanım sevincimdir
ne taraftan baksam köse bir yüz,
Bir daha bu gökte yıldız olmayacak
Sapanın ucundan kırgın bir kuş
bulamayacak da ellerini
Telek ile yazılmayacak tüm şiirlere
Kavanozda yalnızlığını çoğaltan
Ben,
alacakaranlığında son sabahımın
dostlarımı ve seni göreceğim,
ve yalnız
yarım kalmış bir şarkının acısını
toprağa götüreceğim...
Karım benim!
İyi yürekli,
altın renkli,
gözleri baldan tatlı arım benim;
ne diye yazdım sana
istendiğini idamım ...
http://www.eba.gov.tr/video/izle/24055e0f0b09f41834a1faa42b61da3bb6a0a2d09c001
https://www.youtube.com/watch?v=M7iKoPBHTIM&list=RDM7iKoPBHTIM&t=164