her gece biraz daha seninle /
hareli bir göle dönüyor örtüm
ağulanmış tüm düşlere ki yüzün, saydam ve berrak
alıp alıp dikiyorum kendime bir anımsama
biz ki bu ömrün böyle kederli bir göbek bağlıyacağını
bilseydik eğer
0na taa önceden bir şişe bira ısmarlar
üstüne üstelik sayardık da ağız dolusu küfürleri
*ablam aşktan öldü ve her şey filmlerdeki gibi oldu.
Sen aynaları değil iki gözüm
Baktığın yönle yüzünü aldattın
O elmacık kemiklerin
Ki yer çekimi ivmesine maruz kalmış
Hatta günün sarkık yerini tutup göğün simli ipiyle
Hep dizginlemek oldu işin
ben şimdi bu şiiri yazmasam da
başka ne yapsam?
kalksam, bulaşık yıkasam ki biliyorum günlerdir
herhangi nebat ve zerzevat
uğramamış tencerelere
/Tüm acıların kıyısına düştüm, uçurum kenarlarında yoktu bariyerler/
Ben şimdi ne söylesem
Her şey gece sesleri kadar kederli
Nasıl ifade edilir bu bulut kırgınlığını içimin
Kasıp kavrulmadan göğünüzde maviler
Artık değiştir ellerini...
kirli asuman kıyılarına su taşı
berrak derelerden
pörsümüş kader çizgine ve yıkılmışlığına
başka bir dil,
aklına yeni rüzgarlar giydir
Bu şiiri sevdim ben lütfen inceliğini kırmayın onun
Ezgilerini bir dolunaydan topladım
Ruhum alabildiğine çıplaktı
Tüm ölümler denenmişti kağıt ortasında...
Siz hangi kaderin tanrısı ellerinizinde katman hüzünler
yüz yıl oldu yaşıyorum doktorum
tam yüz yıl oldu bu hastalık da bana mustarip
ne senin ne de onun düşmedi yakamdan eliniz
yüz yıldır yanıt da vermedi tedavi şekillerin
dikmeye çalıştığın o düğmeler
Dışarda gürgen mühlem kederlere dal verdi
Bana uçurum derinliği yaprağın ağrısından
Sanki bir kavram sancısı şimdi bu
Bizi güze doğru
Ağır aksak kağnı tıkırtısından anlıyorum,
Yolların yorgunluğunu.
Tüm dillerde sarsak uğultusu bulutların
Aynıdır cam önleri.
Zamanla yadırgamadan hiç sitemsiz...
Durur kıyında güneş kadavrası.
Ellerinsiz diken doldurmak kalır ceplerine
Ve çatlamış saksılarında yağmur yetiştirirsin
Ben,
alacakaranlığında son sabahımın
dostlarımı ve seni göreceğim,
ve yalnız
yarım kalmış bir şarkının acısını
toprağa götüreceğim...
Karım benim!
İyi yürekli,
altın renkli,
gözleri baldan tatlı arım benim;
ne diye yazdım sana
istendiğini idamım ...
http://www.eba.gov.tr/video/izle/24055e0f0b09f41834a1faa42b61da3bb6a0a2d09c001
https://www.youtube.com/watch?v=M7iKoPBHTIM&list=RDM7iKoPBHTIM&t=164