Sen ne diyorsun
Ben daha ne yapsaydım
Bir boz halıyı aldım korudum
Alladım pulladım emek verdim
Bu şehre bu mevsimde yağmurlar yağar,
Parlar kurşuni gecenin ay ışığında
Arnavut kaldırımlı Islak sokaklar
Gecenin pervasız vebalinden şikayetçidir
Mısralardan zorla sökülmüş hatıralar
Sabahın ilk ışıklarını sabırsızlıkla bekler
Sonuçta insan bu her şeye yakışır
Güzelliği fark eden onu kazanır
Kafesteki kanarya neyi görse gökyüzü sanır
Vefasıza düşen merhamet arar boşa yalvarır
Saklasam senin sevgini
Şu yaralı yüreğimin en derinlerine
Arsız sarmaşık gibi içimde büyüse
Hiçkimse duymasa bilmese
Duygularım biraz daha netleşse
Feryadımı kırlangıçlar bile hissetmese
Gün doğarken de batarken de güzellikten ödün vermiyor
Güneşin doğuşundaki güzellik sevincinden
Batışındaki duygu derinliği ise asaletindendir
Gün yeni yaşamlara el sallayarak ufukta kaybolurken
Bazen sırf doğru yapacağız diye
En sevdiklerimizden vaz geçtik
Hayallerimizden bile uzaklaştık
Şu bahtsız ömrümüzün üstünden
Nice umutsuz sevda kuşlar uçtu gitti
Yaban ellerin gül bahçelerinden
Duygulanmak pahalı iştir
Çok çekmek lazım
Giden geminin ardından
Çok gözyaşı dökmek lazım
Bir daha böyle bir güzeli sevmeye
Bir gün birini görürsün
Sana bakar sevinirsin
Bir gülümser dünyan durur
Sonrada hep gülmesini beklersin
Onu göremeyince dertlenirsin
Dertsiz başına dert alırsın
Yaşama yön veren birazda çektiğimiz acılar değil midir?
Geldiğimiz nokta göğüslediğimiz fırtınlara değmedi
Elimizde bizi ufka götüren silik hayaller kaldı
Anılar kanayan yara gibidir kendini hatırlatır
Asil bir duruş tabii ki sessizdir;
Kapı çarpmaz gönül kırmaz,
Kelimelerin iffetini bozmaz
Anlamı dışında kullanmaz




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!