Derin duygularımı bir kaba hasret için feda edemezdim
Aydınlığın yüzünü karanlıktan habersiz mi sanırsın?
Oysa aydınlığa gölge düşse hasretin yolu kesilir
Ben beklemeyi kutsal bir sabır sanırdım
Sıkıntılı yıllarda sevmek zordu
Bende usandım artık
Bu yıpratıcı süreç hepimizi yordu
Bir türlü bir yerlere sığdıramadın beni
Ben bir çok şeyi daha yeni öğrendim
Sevmekten de mühimi sevildiğini bilmekmiş
Özlemek önemlidir mutlaka amma
İnsan doğası bu biraz da olsa
Belki bazı gönüllere kolayca girdik
Ama bir çok şeyi de başarmadık
Şöyle bir geriye bakınca
En vazgeçilmez dediklerimizden
Nasılda erkenden vazgeçmişiz
Çok güvendiklerimiz bizi yaralamış
Yaşam ormanında tutunacak dal ararken
Dallarıma tüneyenleri göremedim
Benim bildiğim yol yürüyenler yolundan dönmez
Geri dönenlere bir söz söyleyemedim
Bu yara ağırdır bir günde geçmez
Bazı insanlar geldiği gibi
Çekip gider hayatımızdan
Ne bir izi nede bir nefesi kalır
Bazıları da çekip gitseler bile
Rüyalarda müthiş izler bırakır
Bazıları da hatıra yüklüdür
Ben vakur bir çam ağacıyım
Karlar ülkesi kadim Sarıkamışta
Ne güzde yaprak dökerim
Ne de baş eğerim karakışta
Başım dimdik göğe yükselirim
Aras kadar hırçın olurum baharda
Sarıkamışta kar yağıyor kar
Çıplak tepeler üstüne
Karlar içinde bir güzel gelin
Savuruyor eteklerini yağan kar üstüne
Tipi esiyor bir o yana bir bu yana
Yolu gidiyor doğruca tepe üstüne
Bu kadar dert fazla gelir bir insana
Birazını da sen al sende kalsın
Dert pazarında ortalık biraz ferahlasın
Varlığın da biraz işe yarasın
Ben çocukken bir başka kokardı
Bizim kasabada dar sokaklar
Yıllar geçti hiç değişmedi
O kadim mahallenin dokusu
Geceden her tarafı sarardı
Karanlık kaldırımlarda yağmur kokusu




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!