Göçünü yükleyen buralardan gitmiş
Kimi evini satmış kimi terk etmiş
Tarlalarında yaban otları bitmiş
Böylemiydi eskiden köyümüz bizim
Açardı dağlarda çiğdemler nevruzlar
Küçüksün naziksin kıyamam sana
Dönüp git küçüğüm kendi yoluna
Bir kendine bak birde dönüp bana
Diyar diyar burdan sürerler bizi
Sen küçüksün anlamazsın halimden
İnanıp ellerin sözlerine
Gitme ne olur leylak kokulum
Düşürüp bizi elin diline
Gitme ne olur leylak kokulum
Çıldırırım sesini duymayınca
Resmini yaptım hücremin duvarlarına
İsmini yazdım demirden kapılarına
Vız gelir tırıs gider idam bile bana
Zaten yıllardır mahkumum senin aşkına
Maralımın sol döşünde yarası
Avcılar peşinde yoktur çaresi
Yaş akar gözünden çıkmaz nefesi
Vurma avcı vurma nolur maralı
O da benim gibi zaten yaralı
Ne kapımı çaldı ne selam verdi
Ne yanına çağırdı ne kendi geldi
Hep beni ağlatmakmış bütün derdi
Şaşırıp bize de gelse şu mutluluk
Adını duydum yüzünü görmedim
Mikrofon alan çıkıyor sahneye
Ne notaya uyuyor nede usule
Sesi karga gibi icrası detone
Mini etek maske oldu sanata
Ekrana çıkanın burnu büyüyor
Ne boynuma sarıl ne elimi tut
Uzaktan bir görsem o yeter bana
Yıllardır içimde yaşar bir umut
Ölmeden bir görsem o yeter bana
Dünya gözü ile son defa görsem
Gülerim sen gülersen
Ağlarım üzülürsen
Seni öyle sevdim ki
Ölürüm sen gidersen
Gidersen yaşayamam
Anam sana haber saldım
Sen haberim almadınmı
Gurbet elde hastalandım
Ölüyorum duymadınmı
Beni buradan götürün




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!