Nasıl bir yanılgıdır,
Seni benden alıp götüren.
Nasıl bir yanlıştır,
Bitmez denilen bu aşkı bitiren.
Ey gökleri yerlere indiren,
Yerleri diplerle bir eden.
Sen bulut oldun da,
Ben yağmur olup yağmadım mı?
Sen şiir oldun da,
Ben kalem olup yazmadım mı?
Söyle sen rüzgar oldun da,
Ben yaprak olup savrulmadım mı?
Gönül üzülüyor,
Yaptıkları için,
Yapmadıkları için.
Söyledikleri için,
Sustukları için.
Üzülüyor işte için için...
Ey aşk elinden bertaraf olan kalbim.
Yan sende.
Dilediğin kadar,
İstediğin kadar yan.
Ancak ne kadar yansan da,
Sakın belli etme yandığını.
Yanlış anlama,
Bazen yangını söndürmek için,
Yine yangın çıkarmak gerektir.
Sana sevgiyle bakmam da,
Kalbimi tekrar yakmam da ondan.
Yardım et can...
Yoklar arasında var olmaya,
Gidenler arasında kalmaya,
Olmazlar içinde olmaya çalışıyorum.
Yardım et can,
Günahtaki sevabı,
Ben baştan yanlış yaptım.
Ne olursa olsun,
Seni içime atmayacaktım.
Kim bilir?
Belki o zaman,
Yaram değil, yarim olurdun...
Bu sevdanın bir tarafı ben,
Diğer tarafı hasretindi.
Olmazdı bu yüzden...
Yokluğunla yaşanmazdı.
Soracaklar elbet mahşerde,
O büyük aşka ne oldu?
Sevgiyi ve aşkı soruyorlar,
Ne farkı var diyorlar.
Çokta bir fark yok aslında.
Biri yokluğunda özlenir,
Diğeri varlığında.
Biri tatlı, diğeri tuzlu su gibi.
Sanma ki hem yazdım hem yaşadım.
Ben yazmaya başladığım gün
yaşamayı bıraktım.
duygularımızı tercüme etmişsiniz şairim