Bir müjdeli haber bekler,
Şu sevdalı yüreğim,
Gözü yollarda,
Kulağı kapıda,
Duaları semada.
Beklediği öyle bir haber ki,
Kim bilir; belki de haksızlık yapıyorum sana,
Sevilmenin sevmekten zor olma ihtimalide var...
Ben aşkından yandığım için kızıyorum ama,
Yakmanın yanmaktan zor olma ihtimali de var...
***
Belki seninde vicdanın sızlıyordur kim bilir,
Ey yüreğimi derinden yakıpta giden.
İlk kıvılcımı atarken muradın neydi.
Ben karşında alev alev yanar iken,
Öylece seyretmekte muradın neydi.
***
Söyle aklımı başımdan alıpta giden.
Sensiz mutluluğun bile tadı yok.
Kahkahalar hüzün dolu.
Su toprak kadar kuru.
Güneş zifiri karanlık,
Ay sönmüş,
Yıldızlar küsmüş,
Anlat diyorsunuz da;
Nasıl tarif edeyim ki,
Yitirdiğim aşkı sevdayı.
O benim gülen yüzüm,
Gören gözüm,
En güzel sözümdü.
Senin aramızda dağlar var dediğin ne ki sevgili,
Sen asıl varlığın ile yokluğun arasındaki uçurumu gör.
Yollar uzak, gelemem diyorsun ya gülüyorum sadece,
Sen asıl bendeki huzur ile hüznümün uzaklığını gör.
Senin aklıma giriyorsun diye sitemin ne ki sevgili,
Ey gözlerinde cenneti gördüğüm.
Ey yaklaşınca ısınıp,
Uzaklaşınca üşüdüğüm.
Ey aklımdan çıkmayan,
Her an her saniye düşündüğüm.
Nasıl acımayıp da,
Nasılsın diye sorma sevgili,
Yüreğimde, terk edilmişliğin korkusu,
Burnumda, sensizliğin berbat kokusu,
Kulaklarımda,
İsmini anan yüreğimin dinmeyen uğultusu,
Sende kalanlarım iyiler ama
Aramızda kan bağı yok tamam da,
Peki can bağını ne yapacağız.
Kan öyle ya da böyle akıp çıkıyor da.
Ya canı nasıl söküp atacağız.
Say ki yırttık çıkarttık,
Ya sonra nasıl yaşayacağız...
Ne ara uzaklaştın böyle benden.
Ne ara vazgeçti bu gönül senden.
Hangi daveti kıramadın giderken.
Hangi uğursuz seni aldı elimden.
Hiç mi sızlamadı yüreğin veda ederken.
Hiç mi kızarmadı yüzün sevmedim derken.
duygularımızı tercüme etmişsiniz şairim