Dehlizlerimde dalgalarla boğuşurken
Martıların sessizliğini fark etmedim
Sen mi susturdun
Bundan mı denizlerin çırpınışları?
İçimdeki kış rüzgârları kırıyorken dallarımı
"gel rüzgarlara dokun" dedi
sustum...
kendine fırtına olurken insan
nasıl dokunur rüzgarlara
takvimlerden kopartılmış
sancılı doğum gibi çığlık çığlığa gök yüzü
bulutlar hıçkırarak ağlıyor.
bana baharı anlat...
gül yaprağında ki yağmur damlalarının hüznünü
unutma tomurcuğun direnişini
yeniyetme yaprakların kırılganlığını
Dayanamıyor kalbim
Kalbim ağrıyor anlasana...
Aralanmıyor içimin loş koridorlarında ki kapılar
Yabancı geliyor sesler
Onlarca gecelerden geçiyorum parça parça
Biz sevdanın sınırını ihlal etmiş
Mevzi gerisinde sipere yatmış düşlerin sevdalısı
Kapkara şehirlerde
Ninnisiz büyüyen çocukların
Masmavi umutlarına sarılıp
Sevdaya
“Oysa hiç yakınmamıştım sokakların dilsizliğinden”
Yağmurlarla karşılamadan sabahları
Silinmeden balkonumdaki rüzgârın izi
Ve gecelerin dibi kadar sessiz olmadan günler
//Yalnızlığın gece yarısından//
Şimdi yağmur yağsın ister miydin?
Yüreğinle birlikte ruhunu da yağmurlara bağışlamayı..
Ötesi bir yokluk
Ötesi rüzgârlı yol ayırımları
Öfkeler birikmiş çillerle kaplı
Şehirlerin yüzü…
Hüzünlü şarkılara tutunarak yürüyor
Issızlık kokusu sinmiş
Serseri sokakların dipsiz karanlığında insanlar
-toprak kımıldar kızıllaşırken
ve susar tüm mezarlıklar-
dudağının kenarına yapışmış çaresizlikle dizlerini döverken kadın
buz gibi bir korku dolar gözbebeklerine çocukların
kopar uçurtmaların ipleri
Şimdi sen diyorsun ki
Üşüme...
Kapının hemen ardına kadar gelmişse ayaz
İçeride can çekişiyorsa anılar
Mutlu ve sağlıklı nice nice yıllar diliyorum sevgili Canan hanım.
Kaleminize ve yüreğinize sağlık… tebrik ederim severek okudum