Gün sönerken kıstım çığlıkların sesini
Duymak istesen de çok geç artık
Koptu dilimdeki tüm kelimeler
İçinden Güneş geçmeyen saçların
Rüzgârlarıyla savruldu
Üşüdü kuşlar yapraksız dallarda
Sesi soluğu çıkmıyor ağaçların
Uzaktan yağmurun sesi duyuluyor
Çiy düşmüş yüreğimde
Yas
Saçlarımda ayaz
-Yüzün gökyüzü
Gözlerim yosun -
Yüreğimin sunağından havalanırken kuşlar
İçimin ormanlarında yankılandı sesin
Dokundum parmak uçlarımla bulutlarına
Vurdukça hicran dalgaları gecenin kıyısına
Toplanır kirpiklerimde kum ve çakıl taşı
Genzimde yosun kokusu telaşım
Açılır şiirlerin ıssız kapıları o yitik sokaklara
Yağmuruna tutulur kronik harflerim…
Bütün pencerelerde fırtına varken
Yüzüm kapıya dönük
Kilitlenir bakışlarım
Rüzgarda kaybolan kaldırımların sesi uğuldar kulağımda
Ve sokakların solan renginde tutuşan umutların ağıtı yükselir
Donarım yalnızlığımda
/Bir kez durursam bir daha başlayamam
Yetmez nefesim /
Ne yana dönsem şimdi
Kararsız bir sükut çarpıyor yüzüme
Sen sessizliğin hangi tarafındasın
çalkantılı bir deniz gibi gözlerim
kalbim gözlerimde atıyor sanki
ve her atışında biraz daha bulanıklaşıyor
ne yana baksam acı renk
ne yana baksam acı duman…
Sesinin kenarındaki okyanuslarda
Martılar uçuyordu
Saçların rüzgar kokuyordu
Tenin aşk…
Bu gece yağmur yağıyor odama
Bütün pencereler kör ve sağırken
gece kurşun gibi ağırdı
boş sayfaların sessizliğinde
gölgesinin üstüne basarak yürüyordu
saçları kimsesizliğe boyalı kadın...
-geceye adım attım
dar sokakların yüzünde buruk bir tebessüm belirdi-
dünyamın yerinden oynadığını
kimse hissetmedi
Mutlu ve sağlıklı nice nice yıllar diliyorum sevgili Canan hanım.
Kaleminize ve yüreğinize sağlık… tebrik ederim severek okudum