Zaman sensizlikten çalıyor bana ekliyor.
Kendi sesimi kısıyor, sessizliğine odaklanıyorum.
Öfkenin himayesindeki gözlerim,
Özlemine yardım ve yataklıktan tutuklanıyor.
Tenine giden sokaklar çıkmaz,
Kaldırımları bir o kadar tehlikeli.
İnsanlar bir yere giderken çantasını, valizini alır.
Ben gözlerini alıyorum..
Gözlerin ;
Ekmeğim, aşım, esvabım ..!
Yollarına serilmeye amade saçlarım hergün beni bana şikayet eder.
Yüzünün her bir çizgisini ezberlerim ellerim avuçlarımda intihar eder.
Aşk an itibariye aldanışa yenik düşmüş yüreğimden iltica eder.
Hükmüme kalem kırılır, kılın kıpırdamaz.
Dünün ertesiyle bugünün gerisine sıkışır zaman.
Hiçkimsem yeterince çoktu zaten;
Bu kadar özenecek ne vardı sanki..
Vakit yokluğundan kalma kara kış;
Umudu sende tüketmiş, bir adım öteye gidememişim...
Gözlerimden boyasını akıttığın düşlerim sızıyor…
Ve ellerimden ihanete bulanmış ayak izlerin…
Her gece; bir CAN daha kendini asıyor pişmanlığın şahitliğinde
Ve her gün biraz daha tükeniyorsun yüreğimde,
Göz kapaklarını ne kadar devirirsen devir,
Boyu devrilesi yaraları kapatamıyorsun...
Kalp ölümü gerçekleşmiş bu aşkın..Defnedin meftayı...
-Hocam biraz daha mı bekleseydik,nasıl vardınız hemen bu kanıya..?
Üzerinden yetmiş iki saat geçmiş mirim,insan onca saat özlemez mi sevdiğinin sesini....
Sen;
Aşk sandığın yalanları
Yüreğinde süzmeyle meşgulken,
Ben;
Hüznü,
Sabrı,
Sıradaki şarkıyı sana tuttum.
“Bugün hiç tadım tuzum yok yanımda sen olmayınca” dedi solist.
Alaycı bir tebessüm yerleşti yüzüme.
Anladım ki şarkılar da kandırıkçı.....
Eski bir hikaye diye başlasam da,
Seni anlatan her söze,
Gülüşün hükmeder yüreğime.
Bir türlü eskimeyensin içimde.
Ve ne zaman kafa tutsam bu düşüncelere,
Serbest vezin şiirlerin en güçlü ve en güzel kalemi,şairine saygı ve selamlarımı sunuyorum..