Bülent Albayrak Şiirleri - Şair Bülent A ...

0

TAKİPÇİ

Bülent Albayrak

Sisten çalışmayan vapur sirenlerinin duyulduğu mahallemizde, akşam ezanı
vakti elimden tutan annemle birlikte merdiven silmeye giderdik. Duvarlara
yazı yazan sakallı ağabeylerin yanından onlara baktığımızı hissettirmeden
hızlıca geçerdik. Çalışan anneme arkadaşlık eder, yanında beklerdim.
Oniki daireli binanın her katında, farklı bir dünya ve farklı yemek kokuları
vardı. Orta kattaki biber dolmasının kokusu elbette en güzeliydi.

Devamını Oku
Bülent Albayrak

Saçlarını süpürge etmek ve merhametli olmanın anlamını kavradığım zaman henüz sekiz yaşındaydım. Annemin hayata tutunmak için verdiği mücadele herkes tarafından takdir edilir,
örnek gösterildi. Çamlıcaya gittiği ev temizliğinde, işini hafifletince biraz mola verir, bakkala yaptırdığımız ekmek arası tahin helvalar bize adeta ziyafet gibi gelirdi. Bayramlarda ziyaret için gittiğimiz, Karacaahmet mezarlığından E5'in kenarından evimize (Kuyubaşına) yürüyerek
dönmek zorunda olmamız yolumuzu bir hayli uzatıyordu. Ben ve ağabeyim evimize katkı sağlamak istiyorduk. Bunun en pratik yolu ise bizce bir şey alıp satmaktan geçiyordu. Evden
aldığımız tepsi ile birlikte Mandra caddesi olarak geçen cadde üzerindeki fırından aldığımız 20 adet simiti eve dönüş yolu üzerinde çocukluğun verdiği utangaçlık ve çekingenlikle satmaya çalışıyorduk. Sevim sokak diye hatırladığım sokaktan geçerken, akrabamız olan Suzan abla ve Leyla abla ile karşılaştık. Bizden tepsi içerisindeki simitlerin hepsini satın alarak, daha fazla dolaşımımızı istememişlerdi. Hatta aldıkları simitlerin bir kısmını bize geri vererek, anneniz çay demler sizde yersiniz diye tembihlemişlerdi. Suzan abla ve Leyla abla'ya İnsanlıkları için teşekkür ediyoruz.

Devamını Oku
Bülent Albayrak

Saçaklardan sarkan buzların erimeye başlamasıyla birlikte, kışın son günleri içinde olduğumuz hissine kapılırdık. Ertesi gün uyanıpta
Pencereden bakınca, dizboyu karla yanıldığımızı anlardık. Saatlerce
Oynanan kartopu ve oyunlardan sonra, uyuşan ellerimizi ısıttığımız
Sobanın közünde pişirdiğimiz ekmeğe sürdüğümüz margarin ve peynirin lezzeti unutamadığımız tatların ve aldığımız kiloların en büyük sebebiydi. Arkasından televizyonda açıklanan, İstanbul valiliğince eğitime 3 gün ara verildi anonsu, tüm öğrencileri sevince
boğardı. Tatilimizi derse değilde, karla oynanan oyunların bedelini
soğukalgınlığı ve ateşle öderdik. Bunun en büyük sıkıntısını ise rahmetli annem çekerdi.

Devamını Oku
Bülent Albayrak

Hayatta herkesin bir hikayesi vardı. Bazıları için, bunu anlatmak için 50-60 yılı, bazıları içinse yaşamlarının tamamını sığdırdıkarı 13 yılı. Eğer birisi çıkıp, bu hikayeyi anlatmazsa bedeniyle
birlikte yaşadıkları unutulup gidecektir. Size anlatmak istediğim kişi abim Nami'dir.
İlkokulun bitişiyle birlikte, Karaköy iskelesinde gazete bayiinde çalışan amcamın oğluyla
birlikte işe başlamıştı. O dönem içerisinde amcamın oğlundan etkilenerek koyu bir Fenerbahçe taraftarı olmuştur. Bir süre sonra mahallemizde bulunan tanıdık bir hemşehrimizin mağazasında tezgahtarlık öğrenmek için çalışmaya başlamıştı. Haftalığını aldığı zaman, eve manav ve bakkaldan alışveriş yapardı. Bana aldığı çikolatayı vermek için
en çok sevdiği şarkı olan, Seni yakacaklar benim yerine nağmeleriyle beni uyandırırdı. Öğlenleri eve sandviç almak için gelirdi. 13 Ağustos cumartesi günü ben uyanmıştım
Bahçeye çıktığımda annem ile Babannem yorgan kaplıyordu. Ogün öğlen abim sandviç için gelmemişti. Annem 17.00 civarı

Devamını Oku
Bülent Albayrak

İnsafı olmayanların,
İnfazına maruz kalmış,
Fakat yinede ümidimiz, mücadelemiz
Ve hatta yaşam sevincimizden vazgeçmemiştik.
İsimlerini zikrederek utandırmak
İşin kolay yoluydu.

Devamını Oku
Bülent Albayrak

Yatağımı sessizce terk eden uykumun yerine,
Usulca sokuluverirdi ilham perim.
Babilin asma bahçelerinin güzelliğini sıralarken,
Lafı mısır piramitlerinde çalışan işçilere,
Gaddarca davranan kralın askerlerine getirir.
Piramit temellerine dökülen ter ve kanın,

Devamını Oku
Bülent Albayrak

Uçsuz, bucaksız antik bir kentte,
Uçan halısıyla dolaşan bir seyyahdım.
Asma bahçeleri üzerinden geçerken,
Bağbozumu yapan işçileri selamlıyor.
Baka kalan köylülerin şaşkın bakışları arasında,
Köylü bir çocuğu halıya alıp

Devamını Oku
Bülent Albayrak

Öfkenin ve başkaldırının haksız olduğunu bilsemde,
Buna rağmen kayıtsız kalsamda,
Her şeye rağmen gülümsesemde
Bunun sebebi,
Bedeninle birlikte birgün adınında
Yer yüzünden silineceğini bilmemden.

Devamını Oku
Bülent Albayrak

Bir anlık keyifle hasıl olmuşuz,
Derdede, dermanada doymuşuz.
Sevdiklerimizin uğruna baş koymuşuz.
Aşkın ateşiyle çıra olup, tutuşmuşuz.
Bazen sevdiklerimizin öfkesi ve kiniyle solmuşuz.
Yaşama sıkı sıkıya bağlanmışken,

Devamını Oku
Bülent Albayrak

Kapının tak tak sesleriyle,
Gözlerimi açıyorum.
Ve nerede olduğumu anlamaya çalışıyorum.
Kafamı koyduğum tahta masadan,
Sakince kaldırırken etrafı süzüyorum.
Yan tarafta cılız bir ateşi olan, köy ocağı.

Devamını Oku