İnandırılmışlığın ve kandırılmışlığın,
Terk edilmişliğin ve kucak açılmışlığın, şehrine merhaba.
Yasak meyvenin yenilmediği halde,
Şüphelilerin sürgüne gönderildiği şehre merhaba.
Meleklerin şeytanlaştığı, şeytanların melekleştiği,
Hatta ihtiyarların çocuklaştığı, çocukların ihtiyarlaştığı şehre merhaba.
Yıldızlar kaymasaydı, aşık olamazmıydık?
Mehtaba heybeli’den çıkmasaydık, zevke kanamazmıydık?
Sevgilimiz ızdırap vermeseydi, yinede karavicdanlı dermiydik?
Varlıklarımızın ve huzurumuzun ebediyen muhafaza edileceğini düşünmemiz,
Hayata ne kadar bağlı olduğumuzun tezahürü olabilir mi?
Yaşamak bu kadar güzelse; terk edip gidiş niye?
SEVDİM
Seni sadece tokken değil,
Açkende sevdim.
Seni sadece mutluyken değil,
Mutsuzkende sevdim.
Nutku tutulmanın ve yüreği kanamanın,
Nasıl bir şey olduğunu bilirmisin sen?
Veyahutta kanayan yaraya tuz basmanın.
Bana bunları sen öğrettin.
Hatta gülmeyi, sevmeyi, ağlamayı ve susmayı.
Paylaşmayı, yalnız başına dolaşmayı,
Kaç tane sıfır km.günümüz olduğunu bilsek,
Daha dolu dolu yaşardık belki.
Zamanı öldürmezdik.
Çünkü bilirdik, geçen zamanın bizi öldürdüğünü.
Ve biraz daha yaklaştığımızı.
Bilirdik elbet, her şeyin boş ve değersiz olduğunu.
Gecenin dördünde uyandım.
Geçmişimi sandıktan çıkardım.
Suretlerin her birine derin derin bakdım.
Zaman su gibi akmış.
Kimisi her şeyini ortada bırakmış.
Dilin kemiği yoktur.
Her sözü eder.
Saatlerce konuşur,
Çoğu boştur.
Seçerek konuşur,
Tatlı ve hoştur.
Bir elin parmaklarını geçmeyen,
Dostlarının varlığı
Ziyadesiyle memnun ediyordu onu.
Kendisini dünyanın sahibi görenlere inat,
O dünyaya ait görüyordu kendisini.
Ve kısa yolculuğunun farkındaydı.
Besmele
Çekersen her işin başında besmele
Gelirmi sana vesvese,
Eğer işlerin ters giderse
Sabreyle her neyse.
Dua
Eğer dertlerin çoksa
Dayanacak mecalin yoksa
Gözlerinden yaş aksa
Elinden tutacak kimsen yoksa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!