Her şey tamam sanırsın,
Bir güzel doyarsın.
Sırtını koltuğa dayarsın,
Demlice bir çay koyarsın.
Ansızın zil sesi duyarsın,
Varlıkla yokluğa
Bu güne ve yarına
Ailene ve arkadaşlarına
Hoşgeldin
Azlıkla çokluğa
Gülüm!
Ben seni üzdüm mü?
Gözlerinden yaşları süzdüm mü?
Yoksa bana küstün mü?
Gülüm!
Edirne’den Ardahan’a Vatandır.
Avrupa’yı Asya’ya katandır.
Atamızdan armağandır.
Her zaman göz konulandır.
Akbabaların iştahı kabarınca,
Konuşmaya başladık hece hece
Yaşadık Senelerce
Elbet öleceğiz ya gündüz, ya gece.
Ölüm Allahdandır.
Mezar elbet dardır.
Kimisine koca bir handır.
Gözün aydın Karacaahmet,
Gözün aydın dördüncü ada
Misafirin var yine bu gece.
Bülent Albayrak
Kemancı
Saat sabahın yedisi
Pazarcılar tezgahını açıyor.
Uzaktan bir keman sesi geliyor,
Pazarcılar bağırıyor ‘dayı benim için çal’
Maphus değilsen,
Deniz ve kırlar senin.
Esir değilsen,
Özğürlük ve vatan senin.
Terk edilmiş bir şehirde,
Avuçlarını nefesiyle ısıtan,
Çocuk gibiydim, Senin yokluğunda.
Koşarak ve besmeleyle,
Mezarlıktan geçen biri gibiydim,
Ey Sevdiceğim!
Kalbimin anahtarını verdiğim,
Görünce huzura erdiğim.
Neredesin?
Her zaman yanındayım derdin,
Bazı geceler uykularım kaçar,
Ruhum, bedenimden taşar.
Yüreğim sebepsiz coşar.
Mısralarım ard arda koşar.
Ayaz gecelerde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!