Gözünü yumup da, karanlık eden,
Gündüzü geceye, döndü zanneder,
Aydınlık görüp de şaşkınlık eden,
Güneşi vakitsiz doğdu zanneder.
Görmezden, geldiği her bir gerçeği,
El hak! Söz sultanları, bak ne güzel söylemiş;
Bu sözlerle sanki ol; vatan tanzim eylemiş.
Bil, her zaman “Def-i şer, celb-i nef’a racidir.”
Her kim ki buna uysa, o kimse tam nacidir.
Aydınlık şehirde karanlık hane,
Gündüze perdeyi çekmiş gibidir,
Gözünde marazı, belki bahane,
Derdini geceye ekmiş gibidir.
Tan yeri ağarır, ufukta sürur,
Sefaletten esâret; parmaklıklar ardında,
Ağlaması gardiyan, hücresinde yavrunun,
Ana-baba ve evlat, hep beraber yangında,
Kürek mahkûmu eder, teknesinde yavrunun.
Tuzu kuru herifler, öttürür düdüğünü,
Deseler ki be adam; burada necisin sen?
Ne müşkül bir sual! Nasıl bir cevap versen?
İstermisin peş-peşe, geliversin sualler?
Birinci cevapsızken ötekin duyuversen,
Yolculuk nereden, nereye gidiyorsun?
Akdeniz
Tuncay hocam, himmetine ermişim,
Lutfunuzla kadir kıymet verdiniz.
Şairlik de böyle olur demişim;
Neler Gördüm
Derdi nakşeden, melek nakkaş gördüm,
Kaderi hoş gören hasbi yoldaş gördüm,
Mekanlardan münezzeh Zat,
Nasıl kalbde mekan bulur?
Vahdaniyet kalbimizde;
Kalbler kadar aded olur.
Kudretine güçler yetmez,
Aklını başına varsa devşiren,
Müçtehit bir alim hem de yenisi;
Yıkılmış umudu, şevke getiren,
Çekip de elinden tutsa birisi…
Gayretin yok mu a.! Tembel, senin?
İnsanların uzanmış, emelleri ebede,
Gider kaprisler, gelir ihtiraslar nöbete.
Kainatı ihata ediyor efkarları,
Ezhan eneye dönmüş, ben bendedir karları.
Üstadım kaleminize, gönlünüze sağlık.
Sizi okumakta zevk alıyorum
Sağ olun
Var olun
* Saygıdeğer büyüğüm Bedri Tahir Adaklı üstâdımıza aşağıdaki şiirimi antolojide seven tüm dost ve arkadaşları adına ithaf etmekten mutluluk duyarım. *
Saygıdeğer Büyüğüm BEDRİ TAHİR ADAKLI
Dostluğu mutlu eden,mütehassis insandır
Onun hep kullandığı çok tatlı bir lisandır
Önceden ...