Yarınlardan umutlarınızı kesmeyin çocuklar,
Yarınlar aydınlığa gebe.
Ekilen tohumlardan
Umut fidanları filizlenecek,
Yağmura ve güneşe hasret topraktan.
Biz birbirimizi anlarız yedi bin yıldır,
Ayni dili konuşuruz,
Ayni inancı paylaşırız,
Acıları,sevinçleri bölüşürüz,
Ayni toprağın ekmeğini yer,suyunu içeriz,
Bizi anlayamayan birisi varsa
Koçyiğitler destanlarda uykuda,
Yatar bozkırların hafızasında.
Belirsiz yarınlar korkunç uçurum,
Karanlık gecenin ufuklarında…
Sisli sabahlara açılan yollar,
Bahara doğru koşarken zaman
Ak saçlı dağları yalıyor
Son fırtınanın kara bulutları.
Yalnızca sesi duyuluyor
Alaca karanlıkta yorgun rüzgarların…
Umut yüklü bahar bulutları,
Özgürlük türkülerinin,
Ezgilerini taşıyacak
Şafak vaktinin sisli sabahlarına…
Kuşlar kanatlarını çırpacak,
Engin denizlerin mavi göklerinde,
Bir demet bulut kümesi geçti buralardan.
Bakır renkli…
Darmadağınıktı yorgun saçları,
Zincire vurulan düşlerim gibi.
Asya bozkırlarının toprağı kokuyordu
Ay Ocak,
Yıl 1974
Kar yağıyor dağ köylerinin birinde Anadolu'nun
Buz tutmuş yürekler,
Evlerin damında kara bulut...
Geceleri çocuklar girer düşlerime,
Bizim oralı…
Ama aç,
Ama tok,
Ama çıplak…!
Oyuncaklarıdır gökteki yıldızlar,
Bizim türkümüzü çalar sazımız,
Şakıyıp da öter tel nazlı nazlı.
Halaya durunca oğul, kızımız,
Gezer perdelerde el nazlı nazlı…
Yürekler bir olup, gönül coşunca,
Bizim uşakların gözyaşlarıdır deniz…
Bizim uşaklar denize bakar!
Coşar Karadeniz’in çırpınışıyla,
Horon teper bizim uşaklar
Denizin azgın dalgalarının üzerinde…
El ele tutuşarak sefere çıkarlar
Şairler,tarih boyunca yaşadıkları toplumun sözcüsü olmuşlardır.