Vur davulcu, vur davula!
Döne döne, bir o yana bir buyana...
Çal bir Köroğlu havası!
İnlesin Bolu Dağları,
Oynasın yer yerinden!
Yiğitler otağ kursun Çamlıbel’de,
Bir gölge durur ayakta,
Karanlıkların arasında
Korkuluk gibi....
Kaskatı kesilmiş yüreği,
Tutkusu küllenmiş;
Rüzgar tedirgin esiyor,
Yaprak kımıldamıyor bu akşam…
Ezgiler suskun,
Dizeler yarım,
Duygular karamsar….
Yanlış bir zamanda başlayan
Yanlış masalın,
Ürkütücü kahramanının,
Korkunç sureti belirir
Gece yarısından sonraki vaktin
Kızıltılı şavkında…
Zamanın sonunun gerisindeyiz,
İnsanlık yok oldu,ahlak yaptı dip…
Çağdaş uygarlığın neresindeyiz?
Yerimiz belirsiz artık koptu ip.
Bir sanal alemde sanal bir dünya,
Gözlerin dört mevsim, bakışın bahar;
Gül açmış yüzünde, saçlarında kar.
Geçmişten bir nehir, hüzünlü akar,
Yılların yaşama çizdiği izden…
Yol alır zamanın ufkunda hayat,
Her tan vaktinde geceler aralanıyorsa sabaha,
Güneş doğuyorsa dağların üstündeki ufuktan,
Başlayan her yeni gün birer umuttur yarınlar için…
Çocukların uçurtmaları yükseliyorsa gökyüzünün maviliklerine,
Yüzleri gülüyorsa karanlığın böğrüne kurşun sıkarcasına,
Terk etmek istemiyorum,
Sevdamı, varoşlarında bıraktığım bu şehri.
Hep seni düşüneceğim,
Yitik yalnızlığımın
Akşamı izleyen saatlerinde…
Gölgesi suya düşerken nehir kenarındaki yabani kavakların,
Gülkurusu rengindeki akşamlara doğru yol alır güneş.
Yaşanılan zamanı anlatır kıraç topraklardaki ayak izleri,
Hüzünlü ezgiler yükselirken
Vadilere yaşam sunan mor dağların serin nefesinden…
Sevdaları kadar büyüktü yürekleri.
Yürekleri,
Önce birer top ateşti,
Dağ başlarında tek tek yanan!
Sevdaları ateşten gömlek…




-
Bayram Ali Bayram
Tüm YorumlarŞairler,tarih boyunca yaşadıkları toplumun sözcüsü olmuşlardır.