(ÜSTAD BAHAEDDİN KARAKOÇ’UN HENÜZ HİÇ BİR YERDE YAYINLANMAMIŞ BU ŞİİRİ, İLK KEZ ANTOLOJİ'DE YAYINLANMAKTADIR VE BU ŞİİR, ÜSTAD'IN ANTOLOJİ OKUYUCULARINA ARMAĞANIDIR.)
Artık zevâl vakti, akşam oluyor;
Göklerin kapısı hâlâ aralık…
İnce bir sızıyla içim doluyor,
Her zaman sökmüyor gözükaralık.
Allah’ım, yıldızlara ağız ver, dil ver;
Benimle konuşsunlar...
Göz kırpıp durmasınlar uzaklardan
Akşam çayında
Şeker gibi eriyip tükenmesinler bardağımda
Hepsini tanımak,
Kırmızı bir geyik yanıyor güz ırmaklarında
Gözleri bengi bengi bir orman
Zamanı kaşıyan parmaklarında
Benek benek kan…
Ayaklarına keçe bağlanmış bütün atların
Âşık güler, aynalarda gül açar;
Kıraçlar yeşerir, gök ışık saçar.
Muhabbet yağmuru düşmeyen yerde,
Ne bir ceylan meler, ne bir kuş uçar...
Kimi koru diyor,kimi çal diyor;
Kimi yürü diyor kimi kal diyor.
Kimi Hakk rızası güder oruçlu;
Kimi nefsin iti,'aman yal' diyor.
Haramın azıdişi gereksiz konan her zam
Hiç âşık olmamışsa tam olur mu boş adam?
Kara tüylü kırlangıç, her gün hamama gitse
Kırlangıcın tüyünü ağartır mı bir hamam?
Kalûbelâdan beri muhacirim ben
Her nereye gitsem ensâr karşıladı
Bir at, bir kurt, bir yılan anladı da
Kendi cinsimden olanlar anlamadı
Omuz vurup geçenlerin açtığı yara
Kevgire çevirdi sevdalı yüreğimi
Damda konuştukların elbette damda kalır,
Aşka mesâfe koyan “ah! ” eder, gamda kalır.
İğde vakti “ille de bir pençe hurma” diyen
Azgın nefsi uğrunda Bağdat’ta, Şam’da kalır.
Dünya gurbetinde bir yalnız adam,
Buzlu suya sokmuş ayaklarını...
Bir yanar, bir üşür böyle her akşam,
Sözcükler zehirler dudaklarını.
Kıvrım kıvrım akan bir sudur hayat,
1
seymenler tek tek indiklerinde şehre
ne caddelere sığdılar,ne parklara;
güz yelleri
ağaçtan dökülen gazelleri
Hakk Teala rahmet eyleye, mekanı cennet olsun.
muhteşem bir eser.kutlarım saygılarımla hasan karabay
Bahaeddin Abi,
Kalbi selam ve saygı.Meryem,Ozan ve Özge ellerinizden öpüyoruz.Kayseri'ye bekliyoruz.Bahar Gözlerinde Uyur Grubumuza sizi davet ediyorum ve katılımınızla şeref duyarım.
Mahir Sürmelibey