Bahaettin Karakoç Şiirleri - Şair Bahaet ...

Bahaettin Karakoç

Açmayın yüzünü ölünün
O üstünde yatıyor şimdi
Vakitsiz solmuş gülünün

Ağlatmayın kızını ölünün
Melekler kalıbını alıyor şimdi

Devamını Oku
Bahaettin Karakoç

Dön
Arkanı dönme yüzünü dön bana
Aştan, ekmekten, sudan ziyade
Muhtacım sana
Beni bu dünyaya
Niçin saldığının farkındayım.

Devamını Oku
Bahaettin Karakoç

Görkemli geçmişime nice yasaklar koyup,
Bizden görünenler kesti benim en gür dallarımı.
Dört duvar ortasında acıdan anıt yüzüm;
Ben eskiden böyle kuru bir ağaç değildim! ...

Yokluk kılıç kuşanamazdı benim toprağımda,

Devamını Oku
Bahaettin Karakoç

Hep beni gözetmiş, hep beni kurmuş
Belli ki bendeki “ben”i tanıyor…
Yazgımla oynarken saklanıp durmuş
Yüzü yeni yeni aydınlanıyor.

Uçuruma itmiş, kırmamış beni

Devamını Oku
Bahaettin Karakoç

Hayat bir bıçak sırtı yanarken gök ekinler
Tonlarca ağırlıkta çelikten silindirler
Buruşukluk bırakmaz,ütüler gökyüzünü
Kirpi kulaklı toprak yağmur sesini dinler
Söylerse yürek söyler sözlerin en düzünü

Devamını Oku
Bahaettin Karakoç

- Yurt bahçemizde en güzel çiçekleri yetiştiren, gerçek bahçıvan Saygıdeğer Öğretmenlerimize selâm ve sevgi ile...

Işığım gül aydınlığı, ya da çiğdem,
Ben toprağı yeni yaran bir kardelenim.
Diyelim bir yerde zaman aksadı,
Araya sen girersin öğretmenim…

Devamını Oku
Bahaettin Karakoç

Sürdüm, ektim, yetirdim; ürün tarlada kaldı,
Elimde bir avuççuk çöpüm yok, samanım yok.

Fırtınalı bir ömrün kıyısına yaklaştım,
Firardaki huzuru, bulmaya gümanım yok.

Devamını Oku
Bahaettin Karakoç

Ağyârın ağzından duydum yârin geleceğini
Vakit geceydi, karanlıktı, yapış yapıştı
Yârin ayaklarına taş değmesin diye gelirken
Bütün uyku kuşlarını azad ettim
Geceye ay oldum ben...

Devamını Oku
Bahaettin Karakoç

Tekmesiyle şişinene iflah olmaz katır derim
Durmadan yemin edene her sözünüz kıtır derim.

Gönül ehli hâle bakar, dili tek reçete bilmez;
İnsan, gönlüyle insandır, her gönül bir yatır derim.

Devamını Oku
Bahaettin Karakoç

Hava-kara-deniz, öyle bir üçgen kurmuşum
Ve üçgenin merkezine kendim oturmuşum
Üzerime bir hüznün kara çadırı çökmüş
Çınar duldada kalan son yaprağı da dökmüş
Enginlere yağmur, yükseklere kar yağıyor
Gecesi - gündüzü yok, hep bir karar yağıyor.

Devamını Oku