Gemlikten İznik’e doğru uçkun giderken
Zeytin ağaçlarından başka ağaç görmedim ben
Gökyüzü, Marmara ve zeytin yaprakları
Aynı renkle boyamıştır gen toprakları
Kum tükenir, su tükenir zeytin tükenmez
Bu öyle bir uygarlık ki bayrağı inmez
Havaya attı havada parıldadı
suya attı suda
birisinin elindeki çirtikli kuruş
Birisi acı çeke çeke öldü
Al sana yepyeni bir yüz daha,
Kuşlar sevişirken kırılıveren.
Dağılır ufuklara şıngır şıngır,
Yarısı şiirdir, yarısı porselen.
Al sana yepyeni bir şiir daha,
- Merhum Nedim AKIL’ın güzel hâtırasına…
_______________Ey Nedim, Can Nedim kış erken geldi;
_______________Canını aparan kuş erken geldi:
Nerden bakarsan bak, hayat bir oyun,
Kimi “Oh! ” çekiyor, kimi “Vah! ” diyor.
Kan çok eski bir ırmak
Bütün köprüler yıkık
Sessizlikte ses korkak
Ağ örüyor karanlık
-Güneşin benim- derdin,
Doğacaksan doğ artık!
Uyan yârim, evimize gidelim
Emanet yaşamak çok zor geliyor.
Gerçi evlerin de bir ölçeği var
Biraz eskiyince dap-dar geliyor.
Cennet-i âlâ’da bir şölen varmış
Hakk Teala rahmet eyleye, mekanı cennet olsun.
muhteşem bir eser.kutlarım saygılarımla hasan karabay
Bahaeddin Abi,
Kalbi selam ve saygı.Meryem,Ozan ve Özge ellerinizden öpüyoruz.Kayseri'ye bekliyoruz.Bahar Gözlerinde Uyur Grubumuza sizi davet ediyorum ve katılımınızla şeref duyarım.
Mahir Sürmelibey