Son vakte alçalmış yıldızlarıyla
Tutulma bizlere kefil olacak;
En güzel sözlerden konuşmalıyız.
Krallar ansızın yuvarlanınca,
Kıyımı başlarken dev şehirlerin
Kapana kısılmış bütün uykular,
Felaket düşleri aşılıyorlar
İnsanın moralsiz sabahlarına.
Öyle ki mutluluk bile kaygılı
Ani bir haberin sarsıntısından.
Ekmeğe ve doğan sönük güneşe!
Şehrin kapıları açıldı artık.
Biz ise sürekli karanlıktaydık,
Saplanıp kalmıştık bir keşmekeşe.
Şimdiyse yüzümüz o yitik yönde;
Dinleyin boğulmuş Fenikeliler!
Ateşle oynuyor yine Akdeniz.
Yüzeye çıktıkça öyküleriniz
Isınıyor sular, sarsılıyor yer.
Evet, duyuluyor Molek’in sesi
Virüslü takvimin insanlarında
Sıkıcı bir gündem oluyor oruç.
“Borç ödeyip zayıf düşmek ne korkunç.
Hem önemli ne var, sağlık dışında?
Ayrıca camiler zaten kapalı;
Sessizlik en sağır tepki olsa da
Koskoca isyanlar büyütebilir
Gecenin her şeye gebe rahminde.
O zaman duyarız gümbürtüsünü
Geçmişi sineye çekmiş göklerin
Yaklaşıyor Siyon ufuklarına
Rabbin vadettiği gazap rüzgarı.
Bilsinler ki artık her başkaldırı
Ulaşıyor Onun yüce katına.
Ne kadar barıştan söz etseler de
Uzun geceler boyu
Şiir öğrettiğim kız
Şimdi çok uzaklarda
Ve yine yapayalnız.
Şunu unutma ki O,
Beni hatırlayınca
Şehirler uzuyor akşama doğru
Depremin değdiği yol üzerine;
Aklımı yaz günü çelen her soru
Kaygı üretiyor, çözüm yerine.
Güneşin kızıla daldığı yerde
Yılbaşı Boşluğu
Kafenin camından gözlemliyorum;
Halk ekmekten ekmek alan insanlar,
Gençlerin üşüyen boş telaşları,
Kağıt toplayanlar ve dilenciler,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!