Karışmış düşlerimiz bir tutulma anında,
Akla anlamsız gelen ahenkli sayılarla…
Güneş ve ay saklamış gerçeğin renklerini,
Mürekkebi kurumamış aşka dair sırlarla…
Bir defa daha benden kopamıyorsun neden?
son defa oynadı yazlık sinema
ilk ekim yağmurunun ardı sıra
yine biz yaklaşabildik yalnız
rüzgarın kestiği filmin sonuna
Gözlerim denize öyle daldı ki
İnci kolyelerden masal çıkardım.
Üç yeşil elmaydı yadıma düştü.
Rakı yok, bira yok, sırf deniz vardı.
Masada torpille çıkmış kefaller..
gün soldu kadehten aynalarda
efkarsa yüzümde aynı hâlâ
hiddet bir ateşti gözlerinde
kan rengi deniz sinerken ufka
Kar, büyü ve aşkın mavi gözleri
Bugünden ve dünden uzak anılar..
Tek düşdü. O sustu. Uyudu sular.
Kuyunun dibinden hızla çekildim
Çoktan unuttuğum gün ışığına..
Günlerdir sesleri kısılmış kuşlar,
Göğsüme yerleşmiş bu garip kaygı
Ve durgun havanın boğuculuğu
Eminim bana has bir evham değil.
Psikolojinin bittiği yerde
Tehlike geçmedi hissediyorum.
sanrılar akılla korunduğunda
ve korku insanı savunduğunda
ışığa ve renge takmış bir gece
pus çökmüş sokaklar solunduğunda
Şeker oyunudur nükleer savaş
Ya da tutmamış bir dizinin adı.
Şehitlik kutsaldır, zaplarsan geçer.
Futbolda kaybetmek ülke gerçeği,
Her pembe surat bir milli hezimet.
Dolunay tam tepedeyken düşüyor,
Yas tutan bir çocuğun gözlerine
Sona kalmış, kötü bir pay olarak...
Kaf dağından geri geldikçe güneş,
Nesi yansır en açık kaygıların
Yine kurtulabilsem zamanın dişlerinden,
Ölülerle konuşmak yeniden doğru olsa,
Yapışkan yapbozlara hiç elimi sürmesem.
İçimde yağmurların sırılsıklam sevinci,
Fırtınayla çoğalıp sokaklaşsa özgürlük,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!