Kalbim karlar içinde kimsesiz bir dağbaşı,
Gözlerimde dinmeyen simsiyah fırtanalar..
Yaklaştırmam kimseye kibarlığı ve aşkı
Daima eksik kalmış o son öpücük kadar..
gözlerim gözlerinle dolduğu an
simli bir mavilikte dondu zaman
gel, diyen düşlerin büründüğü sır
ürperen tüylerimde zevk arayan
Güneş hiç beklenmedik bir anda tam tutuldu..
Karanlık, yıkım, kül ve kutup rüzgarları..
Geçmiş, gelecek, zaman, mekan, herşey yok oldu.
Kalbim binlerce defa üzerime kapandı..
Aşinalar ne kadar kalsa da selametle,
Saplanıp durur kalbe başıboş hatıralar.
Izdırap derinleşir, ne güç kalır ne çare,
İncecik bir yaradır gurbete giden yollar.
Belki de uzaklarda hesap değişir diye
Ey bitmez şüphelerle aklımı alan deniz
Ben akşamla güneşe bırakıp düşlerimi,
Ayışığıyla boyanmış hatalarda yaşadım.
Gözlerin kadar sakin ve öfken kadar diri..
Sonsuzluğa kararan sahillerle beraber
Yeşil..
Bir su yamacında unuttu beni.
Suçsuz ve adeta yeni kan damlamış kar..
Ya da vişne rengi bir yalan kadar ekşi..
Sonrasıysa ak karanlıkta derin bir uyku..
Perde ardında çoğaldıkça deniz
Bir lodos girdabıdır aşkı düren
Rakkasın ördüğü tül peşrevine...
Şimdi söz, eskilerin şahididir
Ve inattır kuleler tahminime.
Bu ezelden ateş aksanlı şehir,
Karlı dağlarsa seçen yolcuları
Puslu gözlerle zaman dinlemeden,
Yokluğun mührünü attım suya ben
Ne göründüm ne karıştım havaya.
Kan ve kül rengi şehirlerdi tüten,
Düşlerimden aç olan hafızama
Yine insan elidir zulmü çizen
Geçmişin sırrı yitik taşlarına.
Her bina, gözyaşı düştükçe büyür
Tarümar bahçelerin saflığına.
Yalnız altın ve sedef işlemeli,
Çini iklimlerinin çağrısıdır
Hiç bir şey hissetmeden insanları süzerken,
Kalbimdeki kaygılar ve sonsuz tereddütler
Siliniyor gözümden ve güneş ışıkları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!