Dipnot düşülmeyen günler sık sık
azınlık günler daldıkça uzaklara
soluğuma oturuyor eski bir şarkı
Belleğimde yeşeren ulaşılmazlık
iki yanı ağaçlı yolda
göz kırpıyor yaralı
Bari sen anla beni vazgeçme
Elleri yıpranmış bir kadın
esaretini vurur yüzüme
Kaçarcasına çıkıp giden
kız kurusu pişmanlığın
haraç ister kendini özleyen evden
Yoz aklı çeldi kökü güçlü söz
Çığlığını yere attı gökyüzü
Didiklenmiş yaradan arta kalan töz
getirilip konuldu orta yere
Acı kendi zulasına göçtü
Merhaba gel otur yanıma
rahat ol karış zamanıma
yıldızlara asma çehreni
kardeşim değilsen yoldaşın say beni
Yangınlardan geliyorum kara ormandan
Ellerini boyamış kiraz
Öyle bir ölü kırmızı
dudağında aşınıyor
Belli ki yoklamışsın anıları
tedirginliğin kanıyor
Savrulsan biraz
Cehennem ateşi yüreğimde misafir
hayat aşkına dayanmalısın
Gül getirmedimse yokluğundandır
dargınım sanma sakın
Suya düşürdüğüm dal
Bir uzun yolun başında durmak gerekebilir
Başlangıcında sarsılmışken ruhunuz
eksik kalabilir hayatın bir anına düğümlü
çığlıklaşarak divane kuşların ardısıra uçmak
Kara sevdaların dem aynasında çünkü
Bir anda geldi işgal sabahı beklemeden
Sokaklar henüz coşmamıştı çocukça
Çorak tarla karşıladı ayrık otunu çıplak
Çürüyen köke sarıldı yediveren
Kuşlar cıvıldaşarak
göçünü bıraktı telaşlı ağaca
Gecenin sırrını bilmesem
doğarken tapınırdım dolunaya
İnsan düşünü gerçek kanatır
sorgusuz baksam Afrika’ya
büyülü renklerle süslenir ülkem
'Zengin siyasi ve sanat yaşamını yakından izlediğim Babür Pınar'ın dolu dolu yaşamasına rağmen; abartısız, öne çıkma gayreti olmayan ama bilge ve yoldaş duruşuyla hep önde olan tavrının içten yansıyışı şiirlerine hayat veren. Sade ama etklili. Sakin ama devrimci... Ateşin hiç sönmesin usta..... '