Kanayan benim
Göğsünde sonbahar yaprakları hışırdayarak
kuru bir şehvetin armağanı önünde
diz çöküp başeğen sokak
Ağlayan senin seçimin
çünki yarım kalmış aşk
Bir sevinçli çocuk geçti erken
Penceremin önünden
Saçları örgüsüz tel döküm
Gözleri iki kara üzüm
Dedim örselemeden çağırsam yanıma
Gelse otursa masalıma
Halden düşmüş arkadaşlar
ceviz ağacının gölgesine oturmuşlar
sayılı gün çalarlar ömürden
Onca adamız mavi gün sıcağında
onca adamız mektuba susuz
Lacivert koynu ıslak
karanlığın eteğinde
kör ilişkilerin çığlığı
kalbimi yalnız kıldığı an
karşımda beliriyor ışık
Sarı yaprakları rüzgârla sevgili
bir ağacım uzun yol ortasında
her gündönümü çoğalır yüzümde ışık seli
Yolun tam ortasındayım köküm sabit
dostlarım kalbimden izinsiz geçer
Her yolcu acılar bırakıyor giderken ulaşılmaza
öksüzlüğü kadar zehri de bulaşıyor öpüşünden
Düş kırımın sinsi urunda büyüyor dönüşü olmayan yol
Renksiz savrulmalarda yen içinde kalan kol
kirli kanını yüreğe akıtarak ağrıyor
yalnızlık ayazı geçiyor şairin iyi niyetinden
Yağmurun yüreğindeki acıyı sağarak
rüzgar kan getiriyor hışırdayan sesinde
Antik bir şarkıya alkış tutuyor
tahrip edilmiş hayat
Kentin üç no.lu güney antresinde
nehrin ağzındaki yaraya tutunarak
(E.Gökçe,P.Neruda,N.Hikmet ve diğerleri İçin)
Ağaçlar da ölür
Çılgınlaşan gökyüzünün altında
Muz cumhuriyetinde olağanüstü halde
çatladı çerçevesi gümüş gözlük
Işıkları kırılmış bir mahalde
sağ koluna taktığı gölgesiz sürtük
denetledi sokak kaldırımlarını
Ağaç dallarında rengarenk
bahar kuşlarıyla
çocukların pür neşe
uçup oynadığı bahçe
sınırları mayınsız yurt bana
'Zengin siyasi ve sanat yaşamını yakından izlediğim Babür Pınar'ın dolu dolu yaşamasına rağmen; abartısız, öne çıkma gayreti olmayan ama bilge ve yoldaş duruşuyla hep önde olan tavrının içten yansıyışı şiirlerine hayat veren. Sade ama etklili. Sakin ama devrimci... Ateşin hiç sönmesin usta..... '