Yine başımda sevdan var.
Gözyaşımla ıslanan kilim
Bire, yedi verirken
Yine hüzün çöker dağlarıma.
Sözlerin rüzgârla gitse de
İhtimal dışı bir sevgiydi
Benim, sana karşı duyduğum.
Benim, senden yana umduğum
Bir anlık bakış, bir ilgiydi.
Şu gözlerim hep nemli aldı.
Tutturmuş bir nas,
Bağırır bas bas.
Tarlalar nadas,
Yolcudur Abbas.
Konuşur dır dır
Yatsam, yastığımın altında
Kalksam hayâlimde, karşımda
Âlem sanırken küçük salda
Bilirim tuzaktır şu yolda
Binsem de bir gün küçük sala
Tepelerde kurtlar ulur.
Sesi, uzaklardan duyulur.
Gözü yolu kesince
Yolcu, yola koyulur.
Güller, yollara dökülür.
Yörüğüm cânım, Yörüğüm.
Durduysam bil ki ölüyüm.
Merak mı ettin aslımı?
Türk’ün, özgürlük gülüyüm.
Kışı, kışlakta yaşarım.
Bir göçer olsaydım keşke
Başımda kalpağım,
Sırtımda sarı abamla.
Kâh kavalım ötseydi,
Kâh mavzerim tütseydi.
Süt kokulu taylarla
Zafere giden yolda geçeceksen hududu,
Bileceksin Resûl'ün sözünü ve Uhud’u.
Bizanslı kaç kişiydi, Alpaslan’la kaç yiğit
Hiç dert etmeyeceksin saflardaki mevcudu.
İnanırsan zafer senindir unutma bunu,
Zaman havuzunun başında
Tek başına tek Tanrı
“Ol” der oldurur.
Kişi “Hay Hak” deyip
Sayfalara ömür doldurur.
Yaşanmışlıklar yaşandığıyla kalır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!